 
                                                                        Talan Edîlen Kürd Kültür Mirası: Sorewerdîler ve Şarezorîler(3)
Talan Edîlen Kürd Kültür Mirası: Sorewerdîler ve Şarezorîler(3)
Aso Zagrosi
Sözünü  ettiğimiz  şehirlerin  etnik  durumunu tespit etmek için   eski kaynaklarda  bir hayli belge var.    Şarezor ve  Sorewerd  üzerine  duran tarihçilerden biri de  Yâkût el-Hamawî  yada   diğer ismi  ile Yaquti El Romi (1179-1229) Mucemü’l Büldan adlı  eserinde    üzerine duruyor:  “Şarezor,  Cibal  bölgesinde   Hamadan ve  Hewler arasına  düşüyor,  halkının tamamı  Kürdtür”  diyor.( Akt. Muhsin Mamel Muhammed,  Kurdistan le Kitebi  Teqwim El Buldani  Ebul Fiday Eyyubi,   Mukriyani,   2014  Hewler,  sayfa 131)
Şarezor ve Sorewerd’den söz eden bir başka tarihçi, aynı zaman filozof, politikacı ve çoğrafyacı (1273-1331) olan Necmeddin Eyyübi’nin torunu EBU FİDA EYYÜBİdir.. Takvim ül Buldan (Şehirler Dizisi)adlı eserinde bir çok Kürd şehrinden söz ediyor. Abu Fida Sorewerd için “Sorewerd küçük bir şehirdir. Halkının çoğunluğu Kürd olup Zencan şehrine yakındır” diyor.(Akt. Muhsin Mamel Muhammed, Kurdistan le Kitebi Teqwim El Buldani Ebul Fiday Eyyubi, Mukriyani, 2014 Hewler, sayfa 136)
Ebu Fida Eyyubi’ye göre “Şarezor şehri Cibal Bölgesinde Hamadan ve Musul arasında düşüyor, Zuhak oğlu Zor tarafından kurulmuş bundan dolayı kendisine Şare Zor deniliyor” diyor.(Muhsin Mamel Muhammed, age, sayfa 131)
Daha  önce  de  başka  kaynaklardan aktardığım  gibi  Şarezor ve  Sorewerd  Kürdlerin  kadim  yerleşim yerleriydi.   Şarezor, Dinewer ve   Sorewerd   gibi   şehirler   işgalci  güçler  tarafından  yıkılmadan önce  ve  sonrası  tarihçilerin  ve coğrafyacıların   ilgi alanından  çıkmadılar.  Bu  ilginin  esas  nedenlerden  biri ve  belki en önemlisi  bu  şehirlerin  dünya  kültür cephesine,  felsefe,  tarih,  edebiyat, tıp ve  daha   bir  çok  alanda   kazandırdıkları   tarih  şahsiyetlerdir.
Dr. Abdullah Heyani “Şarezor Tarihi Şahsiyetleri” üzerine yaptığı bir araştırmada şöyle yazıyor: “Gerçekten de Şam, Halep, Bağdat ve Musul’da Qadi olarak çalışanlar ya Şarezorludur yada Şarezor bölgesinden gelmektedir” diyor.(akt, Soran Hemereş, Şemseddin Şarezori Historyofkurd.com)
Şarezor  hakkında   daha   yakın bir  zamana  ilişkin  olarak  verebileceğimiz  önemli  şahsiyetler  biri  Mevlana Xalid ve  Nalîdir.  Nakşîbendî    tarikatını  tüm    Orta ve  Yakın Doğu’ya  yayan  yanlış  olarak  Mevlana  Xalid Bağdadi  olarak  adlandırılan  Mevlana  Xalid  Şarezorîdir.   Mevlana  Xalid’ın   Kürdçe  şiir  diwanı  olmamış  olsaydı, yada   diğer  alimleri gibi  bundan   1000  yıl  önce  yaşamış  olsaydı, belki  şimdi  onunda  etnik  kimliğini  tartışmış  olacaktık..   Nalî Şarezorî  de    Soran  Edebiyatı  dediğimiz  edebiyatın  kurucu beyni ve  doruğudur.  
 
Bu genel durum tespitinden sonra kısaca şu tespiti yapabiliriz. Şarezor ve Sorewerd ilim ve irfan diyarı olduğu zaman, hiç bir tarihçi o döneme ilişkin Arap ve Farsları bu şehirlerde yerleşik bir yapılanma olarak gündeme getirmiyor. Bölge Kürd Mirleri tarafından yönetiliyor.
Şimdi kısada olsa Kürd alimi ve filozofu Sorewerdî hakkında bazı bilgiler vermek istiyorum.
Şahabeddîn Sorewerdî(1155?- 1191)
Sorewerdî derken “Şêxê Şehîd”,   “Şêxê Îşraq”  ve  Ebu l Futuh”     olarak üzerine  duracağımız  dünyaca  tanınan   Kürd    din alimi,  felsefecisi   ve  “Ronahî  Dibistan”in    kurucusu  Şahabeddin   Sorewerdî’yi    yine   dünyaca  bilinen     Şêx Ebu Necib  Ziyaddin  Abdulkahir  Sorewerdi ve Şêx Ebu Hafiz  Omer  Şahabeddin   Sohrewerdi   ile  karıştırmamak  lazım   Bu  Kürd  şahsiyetleri   bundan   yaklaşık  olarak  1000 yıl  önce  yaşamışlardı ve  yüzlerce  eserleri    günümüze kadar  ulaşabildi.  Bilindiği gibi  Şêx Ebu Necib  Ziyaddin  Abdulkahir  Sorewerdi ve  Şêx Ebu Hafiz  Omer  Şahabeddin   Sohrewerdi   akrabalar..     
 
Bizim şimdilik üzerine duracağımız “Şêxê Şehîd”, “Şêxê Îşraq” ve Ebu l Futuh” olarak bilinen “Ronahî Dibistan”in kurucusu Şahab Sohrewerdidir.
Şahabeddin Sohrewerdî’nin tam ismi Şahabeddin Yahya bin Habeş bin Emîrek Sührewerdîdir. Kürd çevrelerinde daha çok Şahab Sorewerdî olarak biliniyor.
Şahab Sorewerdî hakkında en çok bilgi veren, biyografisini yazan ve kendisini onun devamı olarak gören Kürd asılı Şemseddin Şarezorîdir.
Şahab Sorewerdî tarihi tam olarak bilinmemesine rağmen 1155 yılının cıvarında Sorewerd şehrinde dünyaya geldi. İlk eğitimini Sorewerd’e gerçekleştiriyor. Daha sonra Maraga şehrine gidiyor Şeyh Mucededdin Gîlî’nîn yanında eğitimine devam ediyor.( Mamoste Mela Cemil Rojbeyani Gîlî yerine Geylanî soy ismini kullanıyor) Fahredddin Razi’de Mucededdin Geylani’nin öğrencilerinden biridir. İslam felsefecileri için de tanınan bir şahıstır. Şahab Sorewerdî ile Fahredddin Razî arasında görüş alış verişi ve mektuplaşmaları biliyoruz. Sohrewerdî’nin öğrencisi ve devamcısı olan Şemseddin Şarezorî, “Sorewerdi’nin Fahreddin Razi’nin felsefi kapasitesi konusunda kuşkusu vardı” diyor. Fakat, Fahredddin Razî’nin Sorewerdi’ye karşı yaklaşımı tam tersidir. Anlatılanlara göre Sohrewerdi’nin öldürülmesinden sonra Talwihat adlı eserinin bir nushası Fahredddin Razî’nin eline geçiyor ve öpüp başının üstüne koyuyor.(Henry Corbin, age sayfa 13)
Şahab Sorewerdî Maraga’dan sonra o dönem Tıp konusunda daha doğrusu İbni Sina çevrelerinin etkili olduğu İsfahan’a geçiyor. Şahab Sorewerdî Omer İbn Sahlan Sawaji’nin eserlerini inceliyor. İbn Sahlan’ın İbni Sinacıların düşünceleri üzerine yazdığı bir eseri o dönem Farsça’ya çeviriyor ve kendi eserlerinde de kullanıyor. Ayrıca Şahab Sorewerdî İsfahan’da Sofist çevrelerin içine de giriyor. Daha sonra Sorewerdî Kuzey Kürdistan’a geçiyor. Sorewerdi’nin yaşamı ve eserleriyle ilgilenen tüm araştırmacıların ortak düşüncesi “O Diyarbakir ‘da kalmaktan hoşlanıyordu”(Henry Corbin, Suhrawerdî d’Alep(……..1191) Fondateur de la doctrine illuminative (İşraqi) Paris, 1939, sayfa 7)
Şahab  Sorewerdî’nin  öğrencisi ve  düşüncelerinin  sürdürücüsü  Şemseddin  Şarezorî   onun  kısa  ömrü  boyunca  yaptığı  gezilere   dair anekdotu   şöyle  anlatıyor.   Şahab  Sorewerdî  “ömrüm  30 yıla  ulaştı,  bilimler  konusunda   yetkin birini, anlamlı  araştırmaları  yapan  birini  aradım, fakat kimseyi bulamadım.”   diyor.(Mehemed Hicazi, age,  sayfa  178)    
 
Şemseddin Şarezorî , Sorewerdi için bundan dolayı “ bazen Diyarbakır’da bazen Şam’da bazen de Rum’daydı” diyor.
Şahab Sorewerdî Kuzey Kürdistan’a geldiği zaman o dönemin tanınmış alimlerden olan Fahreddin Mardînî/Mêrdînî’den dersler alıyo. Fahreddin Mêrdînî tıp ve felsefe konusunda uzman olan bir insandı. Sorewerdî ondan tıp ve felsefe derslerini alıyor ve süreç içinde arkadaş oluyorlar.
Fahreddin Mêrdînî öğrencilerine Sorewerdi için “ bu genç ateş ve sabahın ışıldayan güneşi gibidir. Tüm yaşamın boyunca onun gibi birini görmedim. Onun yaygın olan düşüncelere aldırmadan giriştiği felsefî incelemelerin başına iş açacağından ve yitirmesine neden olacağından korkuyorum” diyor.(İbn Abi Osaybia’dan akt. Henry Corbin: 1971, sayfa 12) Ne yazık ki Fahreddin Mêrdînî’nin Sohrewerdi’nin geleceği için ön görüleri doğru çıkıyor ve Sorewerdi öldürülüyor.
Devam edecek
24 Nisan 2016
Aso Zagrosi
 Kurmancî (KU)
 Kurmancî (KU) Türkçe
 Türkçe 
                         
                     
                     
                     
                     
                     
                     
                    