Farsların en uzun romanının gerçek kahramanı: „Gul Mehemedi Kurdî“
Farsların en uzun romanının gerçek kahramanı: „Gul Mehemedi Kurdî“
Aso Zagrosi
İranlı yazar ve romancı Mahmud Dewletabadi tam 15 yıl boyunca emek sarf ederek 10 cilt halinde “Kelidar” adlı bir roman yayınladı.
Kelidar Xorasan’da Nişapur’a yakın bir sınır köyü ve aynı zamanda bölgede bir dağın ismidir. İran devletinin 2006 yılında yaptığı nüfus sayımında Kelidar’da 139 aileden 479 kişi oturuyor.
İşte tamda bu köyde Gul Mehemedî Kurdî adında bir Kürd haksızlığa, adaletsizliğe, ağalara ve İran devletine karşı başkaldırarak silahlı direnişe geçiyor.
„Histoire de l’Empire Ottoman”ı yazan Alman tarihçi Hammer-Purgstall, Joseph, Freiherr von “„ Perslerin eski geleneksel kahramanları ve modern romanlarının kahramanları Kürdlerdir. Rustem gibi, Behram Çobin gibi, Gurgin-Milad, Ferhad ve güzel sevgilisi Şirin gibi ve sonuç olarak Selahaddin Eyyubi“(Hammer, age 259) derken haklıydı.
Hammer’dan yüzlerce yıl sonra da dahi Kürdler Fars romanlarına kahramanlık yapmaya devam ediyorlar.
Gul Mehemedi Kurdî’nin kendisi ve başından geçen olaylar gerçektir. Xorasan Kürdleri arasında dengbêjler vasıtasıyla mücadelesi dilden dile aktarıldı. Mahmud Dewletabadi bu yaşanan direnişi alıp 10 ciltlik roman halinde okuyucuya sundu.
Gul Mehemedi Kurdî, Mişkali adlı Kürd aşiretinden Kelmişi ailesinden geliyor. Gul Mehemedî Kurdî bir kız kaçırma olayına karışıyor ve kaçırma esnasında ölüm olayı yaşanıyor.. İran askerleri vergi toplama bahanesiyle Gul Mehemedî Kurdî’nin evine gidiyorlar ve eşine sarkıntılık yapıyorlar. Aslında amaçları vergi değil, Gul Mehemedî Kurdî yakalamaktır. Gul Mehemed bu sarkıntılık meselesini duyunca askerleri öldürüyor ve dağa çıkıyor…
İşte hikaye böyle başlıyor.
Gul Mehemedî Kurdî’nin babası Kelmiş oğluna Xorasan’ın en son sınır köyüne yerleşleştirilmelerinin hikayesini anlatırken ve tavsiyelerden bulunurken: “Niçin biz burada kalıyoruz? Bizi şehirlerimizden derbeder ederek Afganlara, Türkmenlere ve Tatarlara karşı savaşmak için getirip buralara yerleştirdiler. Biz her zaman bu ülkenin kılıç ve kalkanı olduk ve bedenimiz kurşunlara alıştı. Gerekli olduğu zaman biz can ve kan veriyoruz. Hükümet tehlikeden kurulduktan sonra bizi kendimizle baş başa bırakıp bizim için hiç bir şey yapmıyor. Biz de kendi kendimizle ve sorunlarımızla savaşıyoruz. Bu yaşadıklarımız dün ve bugünün işi değil, biz Nadir Şah ile birlikte kılıç kuşanarak Hindistan’a gittik. Şah Abbas döneminde bizi getirip buralara yerleştirdiler. Şah Abbas bizim erkeklerimizin göysüyle Tatarlara karşı bir duvar örmek istiyordu vs. vs.””………….
Kelidar romanı bir dizi yabancı dile çevrilmiş durumdadır. Kelidar’a ilişkin hem Kürd yazarlardan Aziz Muradi, Mehemed Kerimi’den olumlu eleştiriler var ve hem de yabancı yazarlardan Michaela Grom, Bärbel Häberlin-Schkur, Uta Stoffers, Frank Paulus, Rosemarie Kegel, Bahman Nirumand, Hamid Barashi ve Peter Schütt gibi yazarlardan olumlu ve övgüye dayalı değerlendirmeler var..
Bir çok eleştirmen Yaşar Kemal’ın “Hemedok”(İnce Mehmet)u ile Mahmud Dewletabadi’nin “Gul Mehemedi Kurdi” arasında bağlantı kuruyorlar.
Not: İran devleti tarafından öldürülen Gul Mehemedi Kurdi, Xan Omer ve arkadaşlarının cenazeleri yanında İran askerleri poz veriyor.
Aso Zagrosi