Şeyh Akşemseddin'in Kürtlüğü Üzerine
Son yıllarda Türk devletinin çabalarıyla Mela Gorani Şarezori’yi gölgede bırakarak Şeyh Akşemseddin üzerine bir dizi kitap ve “akademik” çalışma yaptırılarak Türk yapma çabası, tarihsel gerçeklerle bağdaşmamaktadır. Şeyh Akşemseddin’in kimliği ve kökeni üzerine kaynaklar incelendiğinde, Şeyh Şemseddin’in aslında bir Kürt olduğu anlaşılmaktadır.
Tarihsel Kaynaklar
Hoca Sadettin Efendi’nin Tacüt-Tevarih’i
Hoca Sadettin Efendi (1537-1599), Tacüt-Tevarih adlı eserinde Şeyh Akşemseddin’in yaşamı hakkında şu bilgiyi verir:
“Şeyh Şemseddin Şam’da doğmuştur. Küçük yaşta babası ile Rum diyarına göç etmiş ve öğrenimini burada tamamlamıştır. Sırrı kutlu olsun Şeyh Şehabeddini Söhreverdi’nin temiz ve soylu torunlarındandır” (Tacüt-Tevarih V. Cilt sayfa 177).
Taşköprülüzade Ahmed Efendi’nin Eş-Şakâ’iku’n-Nu‘mâniyye’si
Taşköprülüzade Ahmed Efendi (1495-1561) de Şeyh Akşemseddin’in Şehabeddin Söhreverdi ile olan ilişkisi hakkında şunları yazmaktadır:
“Akşemseddin diye meşhur olan Şeyh Şemseddin bin Hamza, bu devrin ârif ve vuslat ehli tarikat şeyhlerindendir. Şeyh Şihâbeddin es-Sühreverdî’nin soyundandır. Merhum Dımaşk’ta doğdu. Babasıyla Anadolu’ya geldiğinde henüz çocuktu. İlimle meşgul oldu. İlimde olgunluk mertebesine ulaştığında Osmancık Medresesi’nde müderrislik yapmaya başladı. Tasavvuf yoluna da hevesliydi. Kıymetli bir zât onu Hacı Bayram’ın hizmetine girmesi konusunda teşvik etse de ondan hoşlanmıyordu. Zira Şeyh Hacı Bayram, fakir ve borç sahiplerinin ihtiyaçlarını karşılamak için çarşı ve pazarda dolaşır, insanlardan para isterdi. Bu da nefsin aşağılanmasıydı” (Eş-Şakâ’iku’n-Nu‘mâniyye, Osmanlı Âlimleri sayfa 370).
İslam Ansiklopedisi
İslam Ansiklopedisi’nde de benzer bilgiler mevcuttur:
“Asıl adı Şemseddin Muhammed b. Hamza’dır. Ancak Akşemseddin veya kısaca Akşeyh adıyla şöhret bulmuştur. 792 (1390) yılında Şam’da doğdu. ʿAvârifü’l-maʿârif sahibi Şeyh Şehâbeddin Sühreverdî’nin (ö. 632/1234) torunlarından Şeyh Hamza’nın oğludur” (İslam Ansiklopedisi).
“Akademik” Görüşler
Leyla Alptekin Sarıoğlu
Leyla Alptekin Sarıoğlu, Şeyh Akşemseddin’in kökeni ve eğitimine dair şu bilgiyi verir:
“Akşemseddin Mehmed (Şemseddin Mehmed ibn Hamza, ö. 863/1459), Avârifü’l-Ma’ârif müellifi meşhur mutasavvıf Sühreverdî’nin torunu ve Hacı Bayrâm-ı Velî’nin müritlerindendir” (Cemâl-i Halvetî’nin Tasavvufî Mesnevîleri sayfa 42).
Prof. Dr. Vahit Türk
Prof. Dr. Vahit Türk, Akşemseddin’in biyografisine dair şu önemli bilgiyi paylaşır:
“Akşemseddin veya Akşeyh olarak tanınmaktadır. Bu lakapla anılmasının sebebi, Enisî'nin yazdığı Menâkıb-ı Akşemseddin ... Sühreverdî'nin torunlarındandır. Akşemseddin, ailesi ile küçük yaşlarda Anadolu'ya gelmiştir” (Bilgeler ve Bilginler: Cumhuriyetin 100. Yılına Armağan, sayfa 71).
Doç. Dr. İrfan Türkoğlu
Doç. Dr. İrfan Türkoğlu ise Akşemseddin’in şeceresine dair şu bilgiyi aktarır:
“Akşemseddin Mehmed b. Hamza, 792H./1389M. yılında Şam'da dünyaya gelmiştir. Avârifü’l-Maârif sahibi Şeyh Şehâbeddin Sühreverdî’nin (ö. 632/1234) torunlarından Şeyh Hamza'nın oğludur. Şecere itibariyle baba tarafından Hz. Ebubekir'e kadar gidiyor” (ASEAD 5. Uluslararası Sosyal Bilimler Sempozyumu - sayfa 141).
Şeyh Akşemseddin’in Kürtlüğü Üzerine
SOREWERDİYE TARİKATININ KURUCUSU: ŞAHABEDDİN SOREWERDİ'DEN KÜRDÇE ŞİİR!!!
Yıllar önce “Talan edilen Kürd Kültür Mirası: Sorewerdîler ve Şarezorîler” ana başlığı altında bir yazı serisini başlattım. Yazı bir nevi giriş bölümüydü.
Sorewerdîler derken ilk akla gelen “Şêxê Şehîd”, “Şêxê Îşraq” ve „Ebu l Futuh” olarak adlandırılan dünyaca tanınan Kürd din alimi, felsefecisi ve “Ronahî Dibistan”in kurucusu Şahabeddin Sorewerdî, Şêx Ebu Necib Ziyaddin Abdulkahir Sorewerdi, Şêx Ebu Hafiz Omer Şahabeddin Sohrewerdi gibi alimlerden söz ediyorum. Bu Kürd şahsiyetleri bundan yaklaşık olarak 1000 yıl önce yaşamışlardı ve yüzlerce eserleri günümüze kadar ulaşabildi. Bilindiği gibi Şêx Ebu Necib Ziyaddin Abdulkahir Sorewerdi ve Şêx Ebu Hafiz Omer Şahabeddin Sohrewerdi akrabalar, ilki Sorewerdi Tarikatının temelini atmış, ikincisi bu tarikatı tüm bölgeye yaymıştır. Şerefxan Bedlîsî, Bitlis Beylerini Sorewerdi Tarikatına bağladığını biliyoruz. Mesela Şerefxan: “ Araştırmacıların kutbu, incelemecilerin kanıtı, şeriatın durumunun koruyucusu, tarikat adamlarının önderi olan Şêx Ammar Yasîr. Bu Şêx Ebu Necibeddîn El Suhrewerdî’nin müritlerindendi” diyor.
Şerefxan yazısının devamında ise Îdrîsî Bîtlîsî’nin babası olan Mevlana Husameddin Bitlisi’den söz ederken “Tasavvuftaki tarikatı Şeyh Ammar Yasir’e ulaşır. Riyazet ve nefsiyle yaptığı mücadele ile tarikatta kemal derecesine erdikten sonra tasavvufta güzel bir yorum kitabı yazmıştır” diyor.(Şerefxan Bitlisi, Şerefname, sayfa 391-392)
Şêx Ammar Yasîr, Şêx Ebu Necibeddîn El Sorewerdî’nin müridi olduğuna göre Mevlana Hüsameddin Bitlisi ise ona bağlıysa Sorewerdi Tarikatına bağlı olduğu ortaya çıkıyor.( Talan edilen Kürd Kültür Mirası: Sorewerdîler ve Şarezorîler)
Bugün burada kısaca da olsa Kürdçe şiiri bulunan Sorewerdiye Tarikatının kurucularından Ebu Hafiz Omer Şahabeddin Sohrewerdî üzerine duracağım. Sorewerdi Tarikatının kurucularından dememin esas sebebi Tarikatın temeli amcası ve “Adâbu'l-Murîdîn” yazarı Ebu Necib Ziyaddin Abdulkahir Sorewerdî tarafından atılmıştı.Ebu Hafiz Omer Şahabeddin Sohrewerdî ise tarikata can ve ruh vererek Hindistan, Pakistan ve Ortadoğu'da geniş bir alanda yayarak damgasını vurdu.
Ebu Hafiz Omer Şahabeddin Sohrewerdî’nin talebesi İbnü Neccar’ın verdiği bilgilere göre o, 1144 yılında Kürdistan’ın doğusunda Sorewerdî kazasında dünyaya geldi. 1234 yılında Bağdat’ta vefat etti. Ebu Hafiz Omer Şahabeddin Sohrewerdî’in babası Ebu Cafer Muhammed Sorewerdî ve amcası Ebu Necib Ziyaddin Abdulkahir Sorewerdî Bağdat’ta bulunan ve Nizami Mülk tarafından kurulan Şafii “Nizamiye Medresesinde” eğitimlerini tamamladılar. Babası bir dönem Bağdat’ta okuduğu okulda müderrislik yapıyor ve daha sonra Sorewerdî kazasına kadı olarak atanıyor. Sorewerdî kazasında Kadı olduğu zaman bir “iftira” sonucu idam ediliyor.Babası idam edildiği zaman Ebu Hafiz Omer Şahabeddin Sorewerdî 6 aylık bir çocuktur. O, ilk eğitimini Sorewerdi’de ve daha sonra ki yüksek eğitimini ise amcasının yanında Bağdat’ta devam ediyor. Bir çok kaynak Ebu Hafiz Omer Şahabeddin Sorewerdî’nin amcası Nizamiye Medresesinde müderrislik yaptığı zaman ondan ve başka din alimlerinden Şafii fıkhı, hadis ve tefsir derslerini aldığını yazıyor. Zaten Ebu Hafiz Omer Şahabeddin Sorewerdî ünlü eseri olan “Avarifü Ma’arif” da amcasından geniş bir yer veriyor ve bir çok şeyi ona dayandırıyor. Unutmamak gerekir ki, dedesi Abdullah bin Sa’d Ammüye de ünlü bir din alimiydi.
Bağdat Nizamiye Medresesinde söz etmişken şu hususun altını çizmek gerekiyor. Bir çok Kürd din alimi o medrese de eğitim gördü. Bunlardan bazıları: Ebu Bekir El Şaşi Muhammed Bin Ahmed Meyafarqini(ölüm tarihi 1113), Yahya Bin Ali Bindar(1126), Muhammed bin Abdullah bin Ahmed Gavani(1145), Ebu Necib Ziyaddin Abdulkahir Sorewerdî(1168), El Xizir bin Aqil Arbili( 1172), Kemaleddin Şarezori(1176), Rizi Aldin Arbili(1180),Taha bin Beşir bin Muhammed bin Xelil Arbili(1181), Ebu Abdullah Arbili(1184), Abu Nasir el Şaşi Hefid Ebu Bekir el Şaşi(1188), Amed bin Omer bin Abdullah El Kurdi(1195), Weciye el Kurdi(1195), Ebu el Fazil el Kasim bin Yahya el Şarezori(1203),İzzeddin ebu Rebih bin Xetib el Hisnikefi(1219), Kemaleddin Musi Yunisi el Kurdi(1241)ve daha bir çokları oradan mezun oldular.
İbni El Mistefi “Arbil Tarihi” adlı eserinde Nizamiye Medresesinde olan Kürdlerin sayısı o kadar çok ki sürekli olarak Acemlerle kavga ve rekabet içindeydiler diyor.(Yasin Taha, Nawdarani Kurd le Nizamiyey Bexda)
Ebu Hafiz Omer Şahabeddin Sorewerdî , amcası Ebu Necib Sorewerdî ve Kadiri Tarikatının kurucusu olan Abdulkadir Geylani dahil o dönemin bir çok ünlü din alimlerin yanında eğitimini tamamlıyor. Bazı kaynaklar Abdulkadir Geylani’nin Ebu Hafiz Omer Şahabeddin Sorewerdî’ye “sen Irak meşhurlarının sonuncusun” dediğini aktarırlar.
Ebu Hafiz Omer Şahabeddin Sorewerdî, amcasının ölümünden sonra Bağdat’ın en ünlü din alimi olarak ortaya çıkmaya başlıyor. O süreçte İbni el Cewzi Halifeye en yakın olan din adamıydı. İbni el Cewzi, Ebu Hafiz Omer Şahabeddin Sorewerdî’nin yükselen ünü karşısında paniğe kapılıyor, Sorewerdi’nin “ Felsefeye kayarak halkı Dinden uzaklaştırdığını” yayarak düşmanlık yapmaya başlıyor. Abbasi Halifesi Nasır, Ebu Hafiz Omer Şahabeddin Sorewerdî’nin büyük bir etkisi altındadır. Halife İbni el Cewzi’yi dışlayarak Ebu Hafiz Omer Şahabeddin Sorewerdî’ye yaklaşıyor. Bir yandan Halife, Sorewerdi’nin etkisinden yararlanıyor, diğer yandan ise Sorewerdi Halife’nin kendisine sağladığı destekten yararlanarak Sorewerdiye Tarikatını yaymaya başlıyor.
Tarihçiler, Sorewerdi’nin Halife temsilcisi olarak Eyyübi Kürd Hanedanlığının Sultanı, Melik Eşref’i ziyaret ettiğini ve Melik Eşref’in hiçbir elçiye göstermediği yakınlığı ve hizmeti kendisine yaptığını yazıyorlar. Tarihçi el Maqdisi onun birkaç defa Şam’a gittiğini kayıt altına alıyor. Yine Sorewerdi’nin Halife’nin danışmanı ve elçisi olarak bir çok Sultan ve Mirleri ziyaret ettiği biliniyor.(Soran Hemereş, Surewerdî Bîrmendî mezin û sofî Gewrey Cîhanî…..)
Sorewerdî, Halife’nin temsilcisi olarak Selçuki Sultanı Alaeddin Keykubat’a Halife’nin mesajını getirdiğini, Konya’da Mevlana Celaleddin Belxi(Rumi)’nin babası olan Bahaeddin Veled’te kalıyor ve birlikte Sultan ile görüşüyorlar. Bazı kaynaklara göre Sorewerdi, Konya’da çok genç yaşta olan Mevlana Celaleddin Belxi’yi de tanıyor. Sorewerdi’nin Mevlana’nın babası ile olan tanışıklığı çok eskilere dayanıyor. Sultan Bahaddin Veled Belxi’den Bağdat’ta geldiği zaman Sorewerdi kendisine büyük hizmetlerde bulunuyor. Belki de tanışmışlıklar Bağdat öncesine de dayanıyor!! Zaten bir çok akımın olduğu gibi Mewlewiye’nin de ana kaynağı Sorewerdiye olduğunu bir çok tarihçi tarafından kayıt altına alınmıştır.(Sorewerdiye şemasına bakınız)
Sorewerdiler ve eserleri hakkında dünyanın bir çok dilinde yüzlerce eser yayınlanmış durumdadır. Son yıllarda Türkiye’de her ne kadar Sorewerdi Tarikatın kurucusu Şehabeddin Sorewerdi ile Halep’te idâm edilen felsefeci «Sorewerdî- Maktûl» Şehabeddin Yahyâ b. Habeş ile lakap ve nisbelerindeki benzerlik sebebiyle zaman zaman karıştırsalar da, doktora çalışmaları dahil Sorewerdiler ve eserleri hakkında bir hayli kitap ve makale yayınlandı. Sorewerdilerin kitapları Türkçe’ye çevrildi.
Tüm bu çalışmalarda bilinçli olarak Sorewerdilerin Kürd kimliği bir tarafa bırakılarak, dıştalanarak ve görmezlikten gelinerek “eserler” verildi.
Tüm “araştırmacılar” ve “çevirmenler” Kürd asılı,900 şahsiyetin biyografisi olan İbni Xalikan’ın(1211 Erbil- 1282 Şam) “Wafayāt al-aʿyān wa-anbāʾ abnāʾ az-zamān” (İbn Khallikan's Biographical Dictionary) adlı eserinde Sorewerdi’nin şeceresini Hz. Abu Bekir’e kadar götürmesini papağan gibi tekrarlıyorlar.( İbn Khallikan's Biographical Dictionary 2. Cild sayfa 282)
İbni Xalikan’da var olan yerleşik geleneğe uyarak Sorewerdi’nin soyunu Hz. Abubekir’e bağlıyor. Şerefname’ye okuyan herkes bilir ki, Kürd Mirlerin ve Şeyhlerin şecereleri Ehli Beyt ve Hz. Muhammed’in yakın çevresine bağlanılıyor. Ardelanlar gibi istisnai durumlar vardır. Ardelan Tarihçileri Ardelanların, şeceresini Amed ve Meyafarqin’deki Merwanilere bağlıyorlar. Mesture Kurdistan ise Sasani Kralı Ardeşêre bağlıyor.
Türkler, Araplar ve Farslar kendilerine ait bir tarihi şahsiyeti gördükleri zaman Ehli Beyt’e bağlanan tüm şecereleri bir kenara bir kenara bırakarak ulusal aidiyetine vurgu yaparlar. Kürd olunca hep birlikte görmezlikten gelirler ve bilimsellik adına şecerelerini sağa yada sola bağlar.
Kürd araştırmacılardan Soran Hemereş’in yukarıda ismini verdiğim makalesinde , Şêx Şehawî Sorewerdî’nin Kürdçe şiirleri olduğunu gündeme getirmişti. Kaynak olarak da Doğu Kürdistan araştırmacılardan Yarsanlar, Serencam ve klasik Kürd edebiyatı üzerine değerli eserler veren Sediq Borekayî Sefîzade’yi kaynak olarak göstermişti. Borekayî Sefîzade sözünü edilen eserinde “Şêx Şehawî Sûreberdî”nin yaşamı üzerine bir bölüm ayırmış ve uzun bir şiirini yayınlamıştır. Şiirin kısa bir bölümünü aktarıyorum.
……………………………………..
Ce merkezey erz namit mihemed
Ce heft asman mewanat Ahmed
Hewr û hewa û mang, şems û hesaran
Behr û ber û erz, gulzar û saran
Baxat û bostan, reng nebatat
Eşcar û esmar, rizq meluqat
Ce yumîn ne perdey edem
Awerd be wicud cin çenî adem
Wehî rebibanî wêş pey to kiyaset
Binmanî baliş çenî rah rast
Buraq Cebraîl pey to kînana
Toşan ta be erş kurdî resana
…………………………………
…………(.Sediq Borekayî Sefîzade Mêjûy Wêjey Kurdî, 1.Cild Sayfa 398-401)
Şêx Şehawî Sorewerdî’nin Kürdçe şiirin varlığı Arap, Türk ve Farsların tüm çarpıtmalarına en cevaptır.
Ebu Hafiz Omer Şahabeddin Sorewerdî’nin çok ünlü halife ve müridleri vardı. Bunlar biri Kürdistan Cami hücrelerinin baş eseri olan “Gulistan ve Bostan”ın yazarı Saadi Şirazi, Kemaleddin İsfahani ve daha bir çok ünlü şahsiyet…
Yüzlerce hatta binlerce “kayıp Kürdler” yada şecereleri çarpıtılan Kürdlerin meselesi üzerine düşünürken 26 Temmuz 2016 tarihinde 86 yaşında vefat eden Doğu Kürdistan Kürdlerinden Xalê Hûseyînî Koken’ın hikayesi aklıma geldi.
Xalê Hûseyînî Koken, çağdaş Kürd Ferhad yada 2.Kürd Ferhad gibi ortaya çıkan bir Kürd şahsiyetdir. Ferhad Şirin’e kavuşmak için dağları delmeye başladı. Xalê Hûseyîn ise eşini ve 3 çocuğunu kayıp ettikten sonra dağa sığınıp dağları delmeye başladı.
Xalê Hûseyîn, eşi ve çocukları öldükten sonra Doğu Kürdistan’ın Pawê şehrinin yakınında bulunan Meygorî dağına gidiyor ve bir bacağı kesilmesine rağmen 20 yıl boyunca MEYGORE dağını delmeye başlıyor. Bu süreç içinde Xalê Hûseyîn yada yine halkın söylemiyle HALOYÊ MEYGORÊ(Meygore Kartalı) dağda şah eseri diyebileceğimiz 11 oda, bir hamam yapıyor. Odalar tam şah eseri…. Kendi söylemiyle bir dostu kendine “burada kendine de bir mezar yap, yarın Türkler ve Farslar senin eserine sahip çıkmasınlar” diyor. Xalê Hûseyîn, kazdığı odalardan birinde kendi mezarını da yapıyor.
Herhalde tarihi Kürd şahsiyetleri de Türk, Arap ve Fars talancı ve valdalistlere karşı tedbir almak için Xalê Hûseyîn gibi yapmaları gerekiyordu.
Sonuç
Yukarıda belirtilen kaynaklar ve akademik görüşler, Şeyh Akşemseddin’in Kürt kökenli olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Türklerin tüm çabalarına rağmen tarihsel gerçekler değiştirilemez. Şeyh Akşemseddin, Şehabeddin Sühreverdi’nin soyundan gelen bir Kürt’tür ve bu gerçek, akademik çalışmalar ve tarihsel kaynaklar tarafından doğrulanmaktadır.
Aso Zagrosi