Sayın Recep Maraşlı'nın Rizgari değerlendirmesi üzerine notlar
Sayın Recep Maraşlı'nın Rizgari değerlendirmesi üzerine notlar
Rojgar Merdoxi
Geçenlerde sevgili Recep Maraşlı'nın „Rizgari'nin Sosyalist Hareket ve Kürdistan Ulusal Kurtuluş Mücadelesindeki Yeri Üzerine Bir Deneme-1“ adlı çalışmasını okudum.
Recep'in yaptığı bu çalışma yerinde ve güzel bir girişimdir. Geçen yüzyılın yetmişli yıllarında ortaya çıkan siyasal güçlerin tarihlerini, ideolojik ve siyasal duruşlarını ortaya koymak çok önemli bir husustur. Bu konuda ciddi bir boşluk var. O süreci yaşıyan kadrolar, subjektifde olsa yaşadıklarını yazmalılar. O süreci yaşıyan kadroların büyük çoğunluğu hala yaşıyor. Bu kadrolar mutlaka yaşadıklarını bir ulusal görev bilinciyle yazmalılar.
Ortaya çıkan veriler ışığında çeşitli Kürd akademisyenleri o süreci daha tarafsız ve belgelere dayalı olarak sağlıklı değerlendirebilirler.
Ama, ilk önce o siyasal gelişmelerde birinci derece rol alan yada siyasal aktör olarak sürece katılan insanlarımızın kaleme sarılması gerekir.
Biz hem eski Kürd önderlerini ve siyasal aktörlerini bize yazılı miras bırakmadıklarından ve anılarını yazmadıklarından dolayı suçluyoruz. Fakat bizde yaşadığımız süreci yazamıyoruz.. Bu dilemadan kurtulmanın yolu yaşanan siyasal süreci bir bütün olarak yazılı hale getirmekten geçiyor.
Yukarıda da vurguladığım gibi sevgili Recep'in bu çalışmasını önemsiyorum. Yazının diğer bölümlerini de dört gözle bekliyorum.
Ben burada sevgili Receb'in yazısını tümden değerlendirmeyeceğim. Kuzey Kürdistan'a dair bölümü yazı tamamlandıktan sonra daha derli toplu üzerine durmak isterim.
Ben bu yazıda sevgili Receb'in makalesinde geçmiş tarihe, Güney ve Doğu Kürdistan'da var olan örgütlenmeler hakkında yazdığı bazı şeylerin yanlışlığına dikkat çekmek istiyorum.
Çünkü, artık Kürdlerin bazı siyasal oluşumları gerçek isimleriyle adlandırmaları gerekiyor. Aktüel olarak biz çok kaos bir ortamda bulunuyoruz. Gelecek kuşaklara da böyle bir mirası bırakma hakkımız yok. Eğer bazı yapılanmaların isimleri netleşmişse bu netleşmiş isimleri kullanmak en doğru olanıdır.
Şimdi bazı örneklere geçmek istiyorum:
1)Sevgili Recep yazısında Cibranlı Xalid Bey'in önderliğinde kurulan Azadiyapılanmasına „Hizbê Azadîya Kurdistan“ diyor.„Erzurum Komitesi“ olarakda adlandırılan Azadi yapılanmasının gerçek ismi „Kürdistan Bağımsızlık Komitesi“dir.(Bu konuda Aris Arda arkadaşının çevirisini yaptığı Sovyet Belgelerine ve o süreçi yaşıyan İsmail Hakkı Şawes'in „Jiyan w Berhemekani“na bakalabilinir)
2)Sevgili Recep „Xoybûn“ partisi için „Civata Serxwebuna Kurd“ diyor. Bu adlandırma da yanlıştır. Çünkü Xoybun yayınladığı yayınlarda „ Kürd Ulusal Ligası-Xoybun“ ismini kulanıyor. (daha detaylı bilgiler için Aso Zagrosi'nin İhsan Nuri Paşa ve Xoybun üzerine yazdığı yazı serisine bakınız. Ayrıca Xoybun fransızca yayınladığı kıtabın kapağını veriyorum)
3)Sevgili Recep Güney ve Doğu Kürdistan'daki yapılanmalar üzerine dururken şöyle yazıyor:
„1943'te Irak yönetimine karşı isyan eden Barzaniler, İngilizlerin desteğini alan Irak ordusu tarafından bastırılınca Mustafa Barzani önderliğinde 10 bin kişiyle birlikte Kasım 1945'te İran'a sığındılar. Burada Komela örgütünün Irak Kürdistan'ındaki kolu olarak Rizgari örgütünü kurdular. 1939'da Şeyh Mahmud Berzenci'nin yardımcısı Refik Hilmi öncülüğünde Suleymaniye'de kurulan ve Komela ile işbirliği antlaşması olan Hêwî örgütü kendisini feshederek Rizgari'ye katıldı“ diyor.
Yanlışlıklar:
a) Rizgari, Komela'nın Irak Kürdistan kolu değil. b) Hêwî örgütü kendisini feshederek Rizgari'ye katılmıyor.
c)Rizgari Doğu Kürdistan'da kurulmuyor.
Fazla dağıtmadan şunu vurgulamak lazımdır. Kürd aydınları 1937 yılında Kerkük'te „Darker“ adlı bir siyasal örgütlemeye gidiyorlar. Daha sonra bu yapılanma 1939 yılında Suleymaniye'de yaptığı bir kongre ile Hiwa adını aldı. Partinin başına Refik Hilmi geçti.
Hiwa Partisinin içinde her zaman iki eğilim, yani sağ ve sol eğilimler vardı. 1944 yılında Hiwa'nın Kerkük'te yaptığı konferansta taraflar arasında çelişkiler çözülmedi. Daha sonra çelişkiler en üst boyutlara vardı ve Hiwa bölündü. Refik Hilmi'nin önderliğindeki kanat belli bir dönem Hiwa olarak varlığını sürdürdü. Sol kanat ise kendi içinde farklı gruplara ve programlara sahip çeşitli yapılara büründü. Bir kesimi „Kutleyi Qaide“ ismini alarak Irak Komunist Partisine katıldı ve AZADİ gazetesini çıkardılar.
Bir diğer kesimi „Komelay J.K“nın saflarına katılarak Güney Kürdistan birimini oluşturdular.. Bilindiği gibi İbrahim Ahmed önderliğinde Suleymaniye'de daha önceleri „Komela J.K“nın Güney birimi oluşturulmuştu. Bir diğer grup ise „Yekiti Tekoşin“ olarak biliniyordu.
Kasım 1945 tarihinde Hiwa Partisi dağıldı.„Yekiti Tekoşin“ ile Irak Komunist Partisi arasında ilişkiler vardı. Fakat Kürdistan'da ortak hareket etme konusunda başarılı olmadılar. Daha sonra„Yekiti Tekoşin“ Irak Kürdistan Komunist Partisine dönüştü. Bu partinin merkezi, Salih Heyderi(sekreter), Nafih Yunus, Ali Abdullah, Abdulkerim Tevfik, Reşid Abdulkadir, Abdulsemend Nuri ve Muhamed Emin'den oluşuyordu. Irak Kürdistan Komunist Partisinin merkezi yayın organın ismi „Şoreş“ idi. Bundan dolayı bu yapılanma „Şoreş“ diye tanınıyor. Şoreş grubunun çağrısı üzerine 1945 kış mevsiminin başında „Rizgari“ partisi kuruluyor. Elimizde Şoreş'in Rizgari'nin oluşumuna dair bir açıklaması var. Aslında Şoreş kadrosunun amacı Şoreş bir işçi hareketi önderi olan bir oluşum olarak varlığını Rizgari gibi daha esnek bir yapılanma içinde sürdürmeyi hedefliyor. Yani Şoreş yada diğer ismiyle Irak Kürdistan Komunist Partisi Rizgari'yi bir cephe olarak görüyor. Yani Şoreş grubu perde arkasında Rizgari'yi yönlendiriyor. (daha detaylı bilgi için A. Taha Şerif, Güney Kürdistandaki Örgüt ve Partiler-1908-1958 adlı çalışmasına bakılabilinir. Bu çalışmanın Türkçe çevirisi bende var, hala yayınlanmamış)
Yani sevgili Recep'in „ Mustafa Barzani önderliğinde 10 bin kişiyle birlikte Kasım 1945'te İran'a sığındılar. Burada Komela örgütünün Irak Kürdistan'ındaki kolu olarak Rizgari örgütünü kurdular“ yönündeki tespiti yanlış. Rizgari Doğu Kürdistan'da kurulmuyor ve Komela'nın Güney kanatı değildir..Komela J.K'in Güney Kürdistan'da kendi örgütlenmesi vardır.
4)Sevgili Recep bir başka yanlışlığıda „Ekim 1945'te adını Kürdistan Demokrat Partisi-İran(KDP-İ) (Partiya Demokrati Kurdistan-İran olarak değiştiren Parti.......“ diyor.. Burada Parti olarak sözü edilen Komela J.K'tır.
Burada bir kaç yanlışlık sözkonusudur.
a) Birincisi, HDK Ekim 1945 yılında değil 16 Ağustos 1945 yılında kuruluyor.(Dr. Qasimlo, Çil Sal Xebat, sayfa 28)
b)Partinin ismi Kürdistan Demokrat Partisi-İran değil.. Parti kurulduğu zaman ismi „Hizbi Demokrati Kurdistan“ dır. Kürdistan Demokratik Cumhuriyetinyıkılmasından sonra 1950'lilerde parti yeniden HDK adı altında örgütleniyor. Yani „İran“ eki yok. Ahmed Tevfik'in Parti Sekreteri olduğu süre içindede partinin ismi „HDK“ idi. Partinin ismine „İran“ın eklenmesi Dr. Qasimlo'nun partinin başına geçmesiyle, yani 1973'te yapılan 3. Kongredir.
5) Sevgili Recep Komela J.K'ın 16 Ağustos 1943 tarihinde kurulduğunu söylüyor. Bu bilgi yanlıştır. Dr. Qasimlo, Dr. Serdeşti ve daha bir çok Kürd tarihçisi Komela J.K'ın „16 Ağustos 1942 tarihinde kurulduğunu“ yazıyorlar.(Dr.Qasimlo, age, sayfa 25; Dr. Serdeşti, Komelay J.K üzerine yaptığı çalışmada)
Ayrıca sevgili Receb'in Komela J.K'in ismini „Komeleyê Jiyanêwe Kurdistan“olarak vermesi de sorunludur. Çünkü bu hususta bir dizi tartışmalar oldu. Daha fazla uzatmadan bu konuyu kapatmak lazım. Komela J.K üzerine ayrıca durmak gerekiyor.Sonuçta sevgili Recep iyi bir çalışmaya girişmiş bulunmaktadır. Kürdistan'ın diğer parçalarına ilişkin ve Kuzey Kürdistan'da bazı örgütlenmelerin isimlerine ilişkin yanlış bulduğum bazı hususlara dikkat çekmek istedim.
Silav û Rêz
10 Kasim 2010
Rojgar Merdoxi