TANER AKÇAM’IN “İLK GECE HAKKI” İLGİLİ YENİ KAYNAKLARI!!!
Aso Zagrosi
Taner Akçam Duvar Gazetesine verdiği söyleşiye karşı Kürdlerden gelen tepkilere bağlı olarak bazı geri adımlar zorunda kaldı. Fakat, daha sonra yaptığı bir açıklamada kendisinin sınır tanımayan, kaynakları çarpıtan ve etikten uzak açıklamalarına tepki gösteren Kürdler ile Biden’in Ermeni Jenosidini tanıma arasında bağlantı kurmaya çalıştı. Akçam’ın bu yaptığı tam bir cehalet örneğidir. Çünkü, Akçam gibileri hala ortada yok iken Kürd siyasal yapılanmaları ve aydınları ısrarla Ermenilere karşı jenosid yapıldığını söylüyorlardı ve hala da söylemeye devam etmekteler. (şimdilik bu konuyu geçiyorum)
Taner Akçam kısa bir süre önce “İlk gece hakkı” tartışmasına dair” yeni bir yazı kaleme aldı ve “İlk gece hakkı”na dair farklı dillerden bir dizi yeni!!! Kaynak vermeye başladı.İlk etapta yazıdaki kaynakları gören ve kaynaklara ulaşma ve okuma şansı olmayan insanlar bir çok belgenin var olduğunu düşünmeye başlayacaklar. Taner Akçam aktardığı bazı kaynakların “çalışmaları uluslararası akademide kabul görmüş” kişiler olduğunu ifade ederek şöyle yazıyor:
“Bir gazete söyleşisindeki tek bir cümleden yola çıkarak bana türlü suçlamalar yöneltenler şunu bilmeliler: Kaynaklarda belirtilmeyen bir olgudan bahsetmedim. Aktardığım, çalışmaları uluslararası akademide kabul görmüş Stephan Astourian, Ronald Suny ve Dikran Kaligian’ın çalışmalarında gördüğüm bir bilgiydi. Daha sonra da aynı bilginin on beş kadar başka kaynakta da değişik vurgularla geçtiğini tespit ettim”
Acaba Stephan Astourian, Ronald Suny ve Dikran Kaligian Lazarev’in 1964 yılında ilk baskısını yayınladığı “Kürdistan ve Kürd Sorunu” ve 1972 de bazı değişiklikler yaparak yayınladığı ikinci baskısı olan “Kürd Meselesi” adlı eserinde gündeme getirdiği kaynak dışında başka hangi kaynakları getiriyorlar?
Bilindiği gibi Lazarev kitabındaki kısa yorumu Rusya’nın Van Konsolos yardımcısı Tumanskii’nin Mayıs 1901 yılında yazdığı bir iddiaya dayandırıyor.
Okuyucu “çalışmaları uluslararası akademide kabul görmüş” bu yazarların mutlaka yeni belgeler ışığında bu iddiayı daha başka boyutlar getirdiğini düşünür. En azından benim gibi insanlarda Taner Akçam’ın “Korkunç bir örnek vereyim: 19. yüzyıl feodal toplumunda örneğin Kürt bölgelerinde Kürt ağaları, evlenen Ermenilerin ilk gece hakkına sahiplerdi.“ söylemine zemin hazırladıkları ve yeni belge sundukları kanısı vardı. Bizim Lazarev’den bildiğimiz sınırlı bir bölge ve “bazı ağalar”la ilgili bir iddiaydı. Taner Akçam ise Kürd feodalitesine ve Kürd bölgesine ve Kürd ağaları diyerek genel bir tablo çiziyordu.(Her ne kadar daha sonra gelen tepkilerden dolayı “bazı” kavramını doğru eğilim gösterdi)
Bu yazarların konuya ilişkin yazdıklarına bir bakmak lazım.
Ronald Grigor Suny, “They Can Live in the Desert but Nowhere Else”: A History of the Armenian Genocide adlı eserinde “İlk gece hakkını” gündeme getiriyor ve şöyle yazıyor: The Russian vice consul in Van, Tumanskii, wrote in May 1901: İn Sassun kaza(district) there exists an almost feudal dependance of Armenians on the Kurds with all its juridical consequences: each Armenian is assigned to some Kurd and is obligated to labor for him: Kurds sell their serfs when they need money; if a Kurd kills a serf, the Lord(of that serf) takes revenge by killing a serf belonging to the murderer. Some beys have even insisted on the “right of the first night” in Armenian villages.(age sayfa 19-20)
Yazar kaynak olarak Lazarev‘i ve kitabındaki Tumanskii’nin alıntısını kullanmıştır. Yani yazar doğrudan Tumanskii’nin yazısına ulaşmamıştır. Ronald Grigor Suny, Taner Akçam’dan farklı olarak Lazarev’I okurken Tumanskii’nin iddiasını , Lynch’in söyleminden ayırıyor. Taner Akçam’ın yaptığı gibi bu “ilk gece hakkını” Lynch’e de mal etmiyor.
Taner Akçam kaynaklarını çoğaltmak için Ronald Grigor Suny’nin ikinci bir kitabı olan “Looking Towards Ararat: Armenia in Modern History” adlı eserini de kaynak olarak göstermiştir. Ronald Grigor Suny yukarıda verdiğim alıntıyı olduğu gibi kullanmış ve kaynak olarak da sadece Lazarev’in “ Kürd Meselesi” kitabının 1972 baskısı kullanmıştır.(kopyalarını vereceğim)
Akçam’ın ileri sürdüğü bu kaynakta da yeni bir şey yok. Yazar iki kitapda da Lazarev üzerinden topu Rusya’nın Van Konsulosu Tumanskii‘ye atıyor.
Taner Akçam’ın kaynak olarak gösterdiği ikinci yazar Dikran Mesrob Kaligian “İlk gece hakkı” meselesinde ne yazıyor ve hangi kaynaklara dayanıyor?
Bir bakalım Dikran Mesrob Kaligian “Armenian Organization and Ideology under Ottoman Rule 1908-1914” adlı eserinde “İlk gece hakkında” bize hangi yeni verileri, belgeleri sunuyor.
Dikran Mesrob Kaligian sözünü ettiğimiz kitabında bazı Kürd ağalarının “ İlk gece hakkı” üzerine duruyor. Dikran ise Taner Akçam’ın bir başka kaynağı olan Charles Issawi’nin „The Economic History of Turkey 1800-1914“ adlı kitabını kaynak olarak veriyor. Charles Issawi’nin kitabına baktığım zamanda onun kaynağıda Lazarev’in 1964 yılında yayinladığı “Kürdistan ve Kürd Meselesi” adlı kitaptır. Yani Taner Akçam’ın kaynak olarak gösterdiği Charles Issawi ve Dikran Mesrob Kaligian aynı alıntıyı tekrarlamışlar. Onlarda topu Lazarev üzerinden Van Rus Konsolos yardımcısına atmışlar.
Taner Akçam’ın bir diğer kaynağı ise anti-Kürd ve anti-Ermeni pozisyonlarıyla bilinen Ziya Şakir’in Tan gazetesine yazdığı makaledir. Evet Ziya Şakir bu makale de “İlk gece hakkı”ından söz ediyor. Ziya Şakir 20 Kasım 1919 tarihinde Kürdler adına Şerif Paşa, Ermeniler adına Bağos Nubar Paşa ve H. Ohacanyan’ın birlikte kaleme aldıkları ve Paris Barış Konferasına sundukları mektubu bazı değişiklikler yayınlıyor..(Mektubun içeriğini okuyucu bildiğinden dolayı geçiyorum) Mektubu kaleme alanlar “Kürdlerle Ermenilerin ari ırkından oldukları”, “kardeş halk oldukları” ve Bağımsız bir Ermenistan ve Bağımsız Kürdistan “talep ettiklerini bildiriyorlar.
“Kürd ve Ermeni kardeşliği” tabiri Ziya Şakir’e çok dokunuyor!!! Ona göre “güneşin garpten doğacağına ihtimal verenler bile bu Kürd-Ermeni kardeşliğine bir saniye bile hatır ve hayallerinden geçiremezlerdi” diyor. Ardından Ermeniler, şark vilayetlerinde giriştikleri isyanlara sebeb olarak Kürd beylerini gördüklerini, yazılı basınlarında ve propagandalarında, Kürdleri zalimler ve kurtlar diye adlandırdıklarını vs.vs.vs…. “Gerek Ermeni gençlerinin ve gerek Avrupa ve Amerika efkar ve hissiyatının heyacana getirilmesi için Ermeni mütefekkirleri tarafından düşünülmüş ve tertip edilmiş olan bir çok resim ve tablolarda : Ellerindeki palalarla Ermeni sürülerini kovalayanlar, kızlarını ve kadınları biçaklarla doğrayanlar(zavallı Hayestan)ın köşe ve bucaklarına ellerindeki kundaklarla ateş saçakanların hepsi Kürd kiyafetind e adamlar olmak üzere tasvir edilmişti” diyor. ,
Tüm bu söylerden sonra Ziya Şakir „İlk gece hakkı” meselesine geliyor: “Şark vilayetlerinde Kürd beylerinin o cıvarlarda yaşıyan Ermenileri birer esir gibi kullandıklarını ve hatta evlenecek Ermeni kızlarından “ilk gece hakkı” diye vahşet ve nefretle telakki edilecek bir vergi aldıklarını iddia edenler, yine Ermenilerdir” diye yazıyor.
Daha sonra Ziya Şakir, Şerif Paşa’ya saldırıyor ve şöyle yazıyor: “Şarif Paşa yalan söylüyor. Onun bu kararını Kabul edecek hiç bir Kürt yoktur…………Kürd, Ermeni ile kardeş değildir. Kürd, Ermeni ile dost bile değildir. Şerif Paşanın böyle bir iddiada bulunduğu şu dakikada bile, Kürdlerle Ermeniler Ararat dağlarında harp etmektedir. Bu harpte altı Aydan beri devam etmektedir. Muvakkaten Ermeni hakimiyeti altında kalan Erzurum ve havalisinde , bütün şark vilayetlerinde Ermeni komitecileri binlerce ve binlerce Kürd kesmişlerdir……Ellerine küçük bir fırsat geçen Ermenilerin, Kürdlere karşı yapmadıkları şenaat kalmamıştır. Ermeniler, Kürtlerin avuç avuç kanlarını içmişler.. Ermeniler, Kürtlerin ırzını payimal etmişler. Ermeniler, Kürdlerin bütün mal ve emlakini ateşe vermişlerdir.“ ……
Ziya Şakir yazısının devamında şehid Seyid Abdulkadir’e de saldırıyor.. (zaten alıntı uzun oldu geçiyorum)
Ziya Şakir, Kürdlerle Ermenilerin yakınlaşması ve birbirlerini “kardeş” olarak görmeleri karşısında büyük bir panik içindedir. Ziya Şakir her halde Van Konsolos yardımcısının iddiasından haberdardır. Van konsolosları , yardımcıları yada çalışanları büyük oranda Rusya Ermeni vatandaşlarıydı. Çünkü, onlar hem Ermenice biliyorlardı ve hem de bölgedeki insanlarla daha kolay ilişkiye geçebiliyorlardı. Şêx Ubeydullah Hareketi üzerine yazdığım yazı serisinde bu konu üzerine durmuş ve Van’da yetkili olan Rusya Ermeni vatandaşıyla Şêx Ubeydullah temsilcileri arasında yaşanan problemlere ve yalan yanlış raporlara değinmiştim.
Ziya Şakir bilinçli olarak Kürdlerin tepkisini, Kürdlerle Ermeniler arasındaki yakınlaşmaya karşı kanalize etmek için “hatta evlenecek Ermeni kızlarından “ilk gece hakkı” diye vahşet ve nefretle telakki edilecek bir vergi aldıklarını iddia edenler, yine Ermenilerdir” söylemini propaganda aracı olarak kullanmıştır. Yazar çok iyi biliyor ki Kürd toplumunda böyle bir gelenek yok.(bu şu anlama gelmiyor. Kürd toplumunda böyle bir şeyi yapan sapık biri yoktur demek istemiyorum.. Her toplumda olduğu gibi Kürdlerde de böyle tipler çıkabilir) ve tepki gösterecekler. Taner Akçam’ın açıklamasına karşı Kürdlerin gösterdiği tepki gibi….
Taner Akçam’ın niyetinden bağımsız, pratikte var olan genelleştirici söylemiyle aldığı rol, Ermenilerle Kürdler arasında düşmanlığı derinleştiren Ziya Şakir rolüdür. Akıl hocalarına ihtiyacımız yoktur.
Devamı edecek
13.05.2021
Aso Zagrosi