Bahlul/Behlulî Mayî/Mahî /Dana kimdir?
Bahlul/Behlulî Mayî/Mahî /Dana kimdir?
Aso Zagrosî
Newroz.com yazarlarından sevgili Bîşar Norşîn yıllar önce Kuzey Kürdistan’da ve özellikle yaşadığı bölge de Balulî Mayî/Mahî hakkında duyduklarını bir yazı serisi olarak yayınladı.
Kürdistan dört bir yanında hatta Kürdistan’ın en ulaşılmaz alanlarında dahi Balul/ Behlulî Mayî/Mahî hikayeleri anlatılmaktadır. Bir rivayete göre Balul/ Behlulî Mayî/Mahî Harun Reşid’in kardeşidir. Eğer bu tez doğru olsa niçin Abbasi ve Emevi dönemlerinde ön plana çıkan bir çok şahsiyet var ve niçin hiç biri Kürdistan’da bu kadar yaygın bir biçimde Kürdlerin kollektif hafızasında yer edinmemiştir?
Kakayî, Ehlî Heq ve kısaca YARSAN dediğimiz Kürdistan’daki dinsel yapının kurtsal kitapları olan Serencam ve Defterleri okuyan biri Balul/ Behlulî Mayî/Mahî /Dana adlı bir azizleri olduğunu bilir.
Sayın S. Hemereş yıllar önce “1300 yıl önce yaşıyan Kürd din adamı ve felsefecisi Balulî Mahî – Dêwane kimdir?” ana başlığı altında bir yazı yayınlamıştı.
Söz konusu makaleyi özetleyerek aktarmak istiyorum:
Bu Kürd alimi aslen Kirmanşah’ın kuzey doğusuna düşen Dînewer kazasından gelmektedir. Balul’un tanındığı isim Mahî Kufî dir. Çünkü Dînewer Med bölgesinin önemli bir parçasıydı. İslam dönemine kadar bu bölge Mediya anlamına gelen Mah olarak adlandırılıyordu. Muslumanlar Kürdistan’a vardıkları zaman vergi, baç ve haraçtan dolayı Kürdistan’ı kendi aralarında bölmüşlerdi. Farklı Kürdistan bölgelerinden toplanan vergiler Irak’a getirilip yerleştirilen Araplara gidiyordu.
Dînewer ve çevresinde toplanan vergiler Kufe’ye gidiyordu. Bundan dolayı Kufe’ye “Mahî Kufe” yada “Medyayi Kufe” deniliyordu. Nehawend ve çevresine “Mah El Basra” deniliyordu. Nihawend’ın vergi ve haraçları Müslümanların yeni yerleştikleri Basra şehrine gidiyordu. Böylelikle eski Med vatanından toplanan gelirler dışardan getirilen Basra ve Kufe’ye yerleştirilen Araplara gidiyordu. Bundan dolayı bugün Arap kaynakları Balul’u Araplaştırmak amacıyla Kufe şehrinden geldiğini ve kendisini Behlul olarak adlandırmaktadırlar.
Balul, Harun Reşid zamanı olan 8.yüzyılda yaşıyordu. Balul dinsel düşüncelerini açıkladığından dolayı Harun Reşid onu öldürme kararını alıyor. Balul İmam Caferi Sadık’a danışıyor. İmam Cafer kendisine deliliğe vurmasını istiyor. Balul ölümden kurtulmak için kendine diwaneye vuruyor ve deli rolüne soyunuyor. Bu mesele her ne kadar farklı şekillerde anlatılsa da kaynaklar Balul’un kendisini diwane/deliliğe vurduğu noktasında birleşiyorlar.
Balulî Mahî kendisi de yazdığı Kürd bir şiirinde bu meseleye dikkat çekiyor:
“Dêwane zaîr, dêêwane zaîrdanay yaranim dêwane zaîr,
zaîr û ebas keften nebabir, recebim nesîm, loremin tayer”
yani görünüşte deliyim, yarlar için alimim, görünüşte çöllere düşmüşüm, gerçek te ise yarların alimiyim ve onlara yol gösteriyorum, diyerek devam ediyor.
Ayrıca Yarsan azizlerinden olan Derwêş Newrozî Soranî Balulî Mahî’nin diwane/deliliği üzerine duruyor ve Kürdçe şöyle yazıyor:
“Balul zatêwen zat yekdaneamîyan maçan Balul dêwane,
kê dî dêwane weyter dana bo merke û nemeydan gerdûn rana bo”
Balul Allah’ın ışınıdır, gerçi bilgisiz ve cahil bazıları onu deli olarak görüyorlar…. Hangi deli bu kadar derin, alim ve zeki olup dünyada bilim atını koşturabilir……..
Kutsal Serencam’a göre Balul , Hawraman’da Yarsan dinini götüren ilk kişidir. Bir ara bir gurup Yarsanla birlikte Bağdat’a gidiyor ve sonra Kermanşah’a dönüyor. Bundan dolayı Balul’un yeri bugün Kermanşa yakınlarındaki Serandile dağında bulunmaktadır.
Balul’un sözleri ve hikayeleri şimdiye kadar destan gibi Kürdler arasında, Arap ve Fars gibi milletler arasında anlatılmaktadır.
Sayın S. Hemereş yazısının devamında ise annesinden Balul hakkında duyduğu bir hikayeyi aktarıyor. Bir gün Deli Balul, kirli ve yırtık elbiseleriyle bir zenginin diwanxanesine gitmek istiyor. Diwanxane’nin önüne vardığı zaman üzerinde bulunan kirli ve yırtık elbiselerinden dolayı içeri almıyorlar. Balul evine dönüyor ve güzel kürkünü giyor ve yeniden diwanxaneye gidiyor. Dîwane Balul diwanxanenin kapısına vardığı zaman hemen içeri alınır ve diwanın en üst kısmına oturtulur.. Bu arada yemekler gelir ve herkes yemek yemeye başlıyor. Balul Mahî ise kürkünün ucundan tutup “ye kürküm ye demeye başlıyor”…. Diwanda bulanan bazıları Balul’a “niçin ye kürküm ye diyorsun” diye sorarlar. Balul ise cevaben “ Bu yemeğe kürkün sayesinden geldim, ona verildi” diyor.
Sayın S. Hemereş’in Balul’a mal ettiği bu hikaye Kuzey Kürdleri içinde daha çok Melayê Meşhur’e başka bir söylemle Nasreddin Hoca’ya mal ediliyor.
Sonuç olarak Balulî Mahî Yarsan dininde önemli bir yer tutan Kürdçe’nın Goran lehçesinde bir çok şiiri olan Balulî Dana olarak da bilinen bir Kürd şahsiyetidir.