ERMENİSTAN PATRİKİ KÜRD İSHAK-380-383(ek 2)
Aso Zagrosi
4. yüzyılın sonu ve 5. Yüzyılın başında yaşayan Faustus von Byzanz Ermenistan üzerine yazdığı eserinde Ermenistan Patriklerinden söz ederken Kürd İshak’ında 380 ve 383 yılları arasında Patriklik görevini yerine getirdiğini söylüyor.
Bu kitabın farklı çevirileri elimizde bulunmaktadır. Kürd İshak ile ilgili bölümleri olduğu gibi akaracağım.. İngilizce çevirisini yapan Ermeni asılı Robert Bedrosian şöyle aktarıyor: „Regarding Shahak of Korchek' who became head of the bishops after Zawen.
Then after Zawen's death Shahak Korchek' became head of the bishops for two years. He was a Christian man, but in no way altered Zawen's arrangements. He led for two years and died. “
Yani Zawen‘in ölümünden sonra onun yerine „KORÇEKLİ SAHAK GEÇTİ” diyor. Ermeniler İshak’a Sahak dediklerini biliyoruz.
1879 yılında bu kitabı Almanca’ya çeviren Dr. M. Lauer ise “Der Kordschier Sahak, welcher an Stelle 8aven's Haupt der Bischöfe wurde.
Da wurde der Kordschier Sahak Haupt der Bischöfe an Stelle
Saven's nach dessen Tode zwei Jahre lang. Er war ein christlicher Mann, aber er ärgerte sich doch nicht so weit aber die Anordnungen, die Saven getroffen hatte, dass er sie änderte. Doch war er zwei Jahre Vorsteher und schied dann von der Erde.” olarak aktarıyor.
Dr. Lauer “KÜRD SAHAK” olarak kayıt altına alıyor. Ermenilerin Kardoxilere KORDUK dediklerini biliyoruz.
Ermeni yazar Nina Garsoian “L ’ÉGLISE ARMÉNIENNE
ET LE GRAND SCHISME D ’ORIENT “ adlı çalışmasında “Plus tard, le nom de Sahak Korcëk\ un des successeurs de saint Nersës, indique qu’il venait du canton de Korcëk‘ ou Korcayk au nord-ouest de l’Adiabène Sayfa 41”.
Nina Garsoian da “ İshak’ı Korçekli” olduğunu söylüyor ve Korçek’i Kürdlerin Hazeban yada Hewler dedikleri yerleşim biriminin Kuzey Batısına yerleştiriyor.
Fr. TOURNEBIZE 1893 yılında yayinladığı POLITIQUE ET RELIGIEUSE DE L'ARMÉNIE „ adlı eserine Patrik Kürd İshak için “ Isahag le Kurde de Gordjaïq,380-383.” Yani Gordjaiqli KÜRD İSAHAQ” diyor.
Eski bir çok Arami kaynakta bu bölgenin ismi “BETH KARTWAYE” diye geçiyor. Yani Kürd Ülkesi yada Pays des Kurdes olarak geçiyor. Hewler’in Kuzey bölgesi… Biz tarihi kaynaklarda bu bölge asılı çok HRİSTİYAN KÜRD din adamlarını tanıyoruz. Bunlardan biri meşhur KÜRD PİSKOPOS KLİLİŞO yada KLİLİŞO BETH KARDAWAYE olarak tanınıyor. Bir diğer Kürd şahsiyeti ise Hristiyan literaturinde KÜRD PİSKOPOS DAVİD olarak tanınıyor. David "Küçük Cennet" adı altında bir kitap yazıyor. Fakat ne yazık ki şimdiye kadar bu kitap elimize ulaşmış değil. Daha sonraki süreçlerde Müslüman tarihçiler ve gezgincileri bu bölgede yaşayan “Hristiyan Yaqubi Kürdlerinden” söz ettiklerini biliyoruz.
Kürd tarihçilerinin çok ciddi bir şekilde üzerine durması gereken hususlardan biri de tarihsel olarak Kürd-Ermeni ilişkileridir.. Ermeni dediğimiz halk kendisine Ermeni demiyorlardı. Onlar kendilerine HAY ve ülkelerine HAYİSTAN diyorlardı.. Arménie, Aratta , Armina , Ermenen, Armanum, Armatana, Arminuia ve Armani diye anılan coğrafya HAYLAR gelmeden öncede vardı. Öyle görünüyor ki bu coğrafya bölge halkına ismini verdi.
Mesela bu bölgeyi ilk olarak Hristiyanlaştıran ve Ermenistan’ın ilk patriği olarak bilinen “Aydınlatıcı Grigor” ve ondan sonra gelen bir çok akrabası Ermeni yazarları tarafından Parth asılı olduğu söyleniyor. Fakat, tarihçiler bu ailenin Kürd olabileceğini de söylüyorlar.(bu mesele üzerine sonradan duracağım)
4. yüzyılın sonu ve 5. Yüzyılın başında yaşayan Faustus von Byzanz, Ararat Dağının Kürd diyarında olduğunu yazıyor ve Nuh’un gemisinin Ararat’ta indiğini söylüyor. Kitaptaki o bölümünün Fransızcasını aktarıyorum.
“De Jacques, évêque de Medzpin (Nisibe).
Vers ce temps-là, le grand évêque de Medzpin, cet admirable vieillard, infatigable dans les œuvres de la vérité [chrétienne], cet élu de Dieu, Jacques (Agop) de nom, Perse d’origine,[52] partit de sa ville, se dirigeant vers les montagnes d’Arménie, c’est-à-dire vers le mont de Sararat,[53] dans le territoire de la principauté d’Ararat, au canton de Gortouk. C’était un homme rempli des grâces du Christ, qui possédait la puissance de faire des miracles et des prodiges. Arrivé [sur la place], il s’adressa à Dieu avec le plus vif désir d’obtenir la possibilité de voir l’arche de délivrance construite par Noé, qui s’était arrêtée sur cette montagne pendant le déluge.[54] Jacques obtenait de Dieu tout ce qu’il lui demandait. Tandis qu’il montait les côtés pierreux de l’inaccessible et aride montagne de Sararat, lui et ceux qui l’accompagnaient se sentirent altérés par suite de la fatigue. Alors le grand Jacques fléchit les genoux et resta en prières devant le Seigneur, et, à la place où il posa sa tête, jaillit une source dont lui et ceux qui l’accompagnaient étanchèrent leur soif: [c’est pour cela que] jusqu’à ce jour on la nomme « source de Jacques ». Cependant il ne discontinua pas de s’appliquer avec zèle à voir l’objet de son désir, et il ne cessa de prier le Seigneur Dieu.”
Ararat’ın Kürdlerin kantonunda olduğunu söylüyor. Sararat dağı ise yapılan bir çarpıtmadır. Söz konusu olan kitabın elyazmalarında bu dağ geçiyor. Ya bilinçli bir çarpıtmadır yada hata yapılmıştır. Hiçbir eski kaynakta böyle bir dağdan söz edilmiyor.
Bir çok tarihi kaynak Ararat Dağının Kürd ülkesinde olduğunu yazıyor. Bu kaynakları vermeden önce Ermeni tarihçi Moïse de Khorène’den uzun bir alıntı yapacağım.. Yazar kendi döneminde Ağrı Dağı çevresinde yaşayan Medlerin tarihçesini Med İmparatorluğunun yıkılışına kadar götürüyor.
Önce yazardan Ararat Kürdleri üzerine mitoloji ve gerçekleri birlikte okuyalım:
Moïse de Khorène, „ Ermenistan Tarihi“ adlı eserini dört yüz yılının son yıllarında kaleme alıyor. Bazı tarihçiler 481 yada 482 yılını veriyor.
Sonuçta bu eser ona „Ermeni Tarihçilerin Babası“ unvanını getiriyor.
Moïse de Khorène kıtabının tam 10 sayfasını (142-152) Ejdehak dediği son Med Kralına ayırmış.
Moïse de Khorène Ermeni Kralı Tigran’ı Ejdehak olarak adlandırdığı son Med Kralı Astyage’nın çağdaşı olarak görüyor ve onlar arasında yürütülen savaşa değiniyor.
Moïse de Khorène Tigranı Kureyş’in dostu, arkadaşı Ejdehak’a karşı savaşlarda onun müttefiki olarak lanse ediyor.
Moïse de Khorène özet olarak şöyle diyor:
Tigran uzun bir süreden beri bir antlaşma ile Med Kralı Ejdehak’a bağlıydı. Ejdehak Tigran’dan çekindiğinden dolayı ona yakınlaşarak önü öldürmek istiyordu. Bunun için Tigran’dan bacısı Tigranouhi istedi ve onunla evlendi.
Bu evlilikten önce Tigran ile Cyrus(Kureyş) arasındaki dostluk ve ittifak Ejdehakı çok rahatsız ediyor ve geceleri rüyasına giriyordu.
Ejdehak bir gece bir rüya görüyor ve yatağından fırlayarak tüm danışmanlarını ve magileri topluyor ve rüyasının anlamını soruyor.
Rüyanın özeti şöyle: Ejdehak uykusunda Haik’in(Ermeniler kendilerini bu miteolojik kahramanın torunları olarak görüyor ve Ermenistan’a da bundan dolayı Hayestan diyorlar) ülkesinde güzel bir kadını görüyor. kadın doğum yapıyor, 3 oğlu oluyor. Çocuklar hemen büyüyor. Biri bir aslana biniyor Batı’ya, bir diğeri bir leopara biniyor Kuzey’e ve üçüncüsü ise bir Dragona binip Med ülkesine doğru saldırıya geçiyor.
Ejdehak rüyasında Dragon’un sırtında gelen Tigran ile kanlı kavgasını uzun uzun anlatıktan sonra planı açıklıyor. Tigran’ın bacısı ile evleneceğini, böylece ona yakınlaşacağı, arkadan hancerleme ve zehirleme yoluyla ondan kurtulacağını söylüyor.
Danışmanları ve Magilerde bu planı destekliyorlar.
Ejdehak Tigran’a çok dostane uzun bir mektup yazıyor ve ondan bacısını eş olarak istiyor.(yakında Ejdehak ile ilgili bu yazıyı çevireceğimden dolayı mektubuda özetliyorum)
Tigran bacısı Tigranouhi’yi Ejdehak‘a eş olarak veriyor. Tigranouhi Med ülkesinin prensesi oluyor. Ejdehak Tigranouhi’nin bir dediğini iki yapmıyor ve onun istediği biçimde işleri yürütüyor. Bu arada karanlık planlarını da hayata geçirmeye çalışıyor. Bir gün Ejdehak Tigranouhi’ye “ Biliyormusun kardeşin Tigran eşi Zarouhi tarafından sana karşı kışkırtılıyor. Zarouhi senin Arilerin Prensesi olmanı hazmedemiyor!!! Ben ölürsem ne olacak? Zarouhi Arilere hükmedecek ve tanrıca olacak. Sen artık iki tercih ile karşı karşıyasın, ya kardeşine olan sevgin yada ülken?
Tigranouhi Ejdehak’ın kardeşine karşı yaptığı öneriyi kabul ediyor ve bu arada güvendiği adamlarını kardeşine göndererek Ejdahak’ın hain planlarını deşifre ediyor.
Bu arada Ejdehak’da Tigran’a özel bir iş için mutlaka doğrudan görüşmeleri gerektiği yönünde haber gönderiyor.
Tigran bacısının gönderdiği mesaj sayesinde Ejdahak’ın kendisini yok etmek için tuzak kurduğunu biliyordu.
Bundan dolayı büyük bir ordu toplayarak Med Kralının üzerine yürüdü.
Uzun kanlı çatışmalardan sonra Tigran Ejdehak’ı öldürüyor.
Moïse de Khorène sözünü ettiğimiz eserinde Tigran’ın Med ordularını yenilgiye uğratığını ve Ejdehak’ı öldürdüğünü genişçe anlatıktan sonra Tigran’ın bacısı olan Ejdehak’ın eşi Tigranouhi ile Ejdehak’ın büyük eşi Anouïch üzerine duruyor.
Moïse de Khorène’nin anlatımlarına göre Tigran bacısını büyük askeri güçlerin eşliğinde kurduğu Tigranakert şehrine gönderiyor. Tigran tüm bölge halkına prensesin hizmetine girmeleri için talimat veriyor. Ayrıca yazar bölgedeki soyluların bu kraliyet ailesinin soyunda gelen asilzadeler olduğunu da yazıyor.
Moïse de Khorène’nin aktardığı bilgilere göre Tigran Ejdehak’ın ilk eşi Anouïch’i, Ejdehak’ın kızları olan prensesleri ve prensleri, gençleri ve bir sürü savaş tutsaklarının dahil olduğu 10.000’den fazla Med kitlesini Ağrı Dağının Doğu yakasına getirip yerleştiriyor. Medlerin yerleştirildiği alanları tarif ederken yazar şöyle diyor: Ağrı Dağının doğu yakasından Golt yani Tambat, Oskiola, Dajgouinik ve nehir boyundaki diğer yerleşim birimlerinden-yani Verandjounik- Nahçiwan kalesine ve Khram, Djoula ve Khorchakounik adlı 3 yerleşim birimine, nehirin diğer tarafında ise Ajdanakandan Nahçiwan kalesine kadar olan bölgeyi kapsıyordu. Tigran Med prensesi Anouïch’i ve kızlarını Ağrının eteklerinde sakin bir yere yerleştiriyor ve ona yine Ağrı eteklerine yerleştirilen Medlerden hizmetçiler veriyor.
Anouïch, kelime olarak “ölümsüz, ışık ve parfümlü” anlamına gelmesine rağmen, Moïse de Khorène Anouïch’i “Dragonların Anası” anlamında kullanıyor. Yazar bölgeye yerleştirilen Medlere ve Ejdehak’ın ailesinden gelenleri “Dragon ırkı” olarak adlandırmaktadır.
Moïse de Khorène eserinde Ağrı dağının çevresine yerleştirilen Medlerin daha sonra Ermenilerle savaştıklarını ve bu konuya ilişkin halk içinde anlatılan hikayeleri ve söylenen şarkıları aktarıyor.
Tabi ki yine o, bu Medleri Ejdehak ve Dragonlar diye değerlendirmektedir.
Burada anlatılan ilginç bir başka hikaye var. O da Ermeni Kralı Artaches’in eşi Kraliçe Satinik’in Dragonların Prensi Argavan ile girdiği evlilik dışı ilişki ve ardında gelen savaşlardır.
Daha önce Argavan adlı bir Kürd kralını duyanlar olduğunu sanmıyorum
Yunan Tarihçisi Plutarch’ın eserlerini ve özellikle Parelel Yaşamları incelemiştim. Plutarch, Roma Generallerinden Lucullus ile Gordyeni Kralı Zarbienus arasındaki ilişkilerden ve ittifaktan söz ediyor.. Romalılar alana girmeden önce Tigran Gordyeni Kralını ve ailesini tasfiye ediyor. Roma Generali Kürdistan Kralı için büyük bir cenaze töreni yapıyor. Plutarch geniş bir şekilde Zarbienus’un sarayından ve hazinesinin zenginliğden söz ediyor. Bunların hepsi M.Ö 1.yüzyılda geçiyor.(Plutarch’ın Parelel Yaşamlarının Lucullus bölümüne bakınız.
Öyle görünüyorki, Prensi Argavan, Kürd Kralı Zarbienus’un ölümünden sonra hüküm sürüyor.
Moïse de Khorène kitabının bir başka yerinde Ermeni kralları üzerine dururken yine Medler ve Ejdehak’ın kötülüklerini ortaya koymak için bir olayı anlatıyor.
Bilindiği gibi Ermeni Krallarından Artaches’in ölümünden sonra oğlu Artawazd yerine geçiyor.
Artawazd tüm kardeşlerini sürgün ediyor, katliamlar yapıyor ve sonuçta bir terör rejimini kuruyor.
Moïse de Khorène Artawazd hakkında bazı hikayeler anlatıktan sonra Medlerle ilişkili olan bir mitolojik olayıda aktarıyor. Onun söylemiyle Artawazd doğduğu zaman bazı katastrofal olaylar meydana geliyor. Deniliyor ki Ejdehak’ın soyundan gelen kadınlar Artawazd’a büyü yaptılar. Çünkü, Artaches onlara kötülük etmişti.
Yazar halk içindeki bir söylenceyi şöyle aktarıyor:
“Dragonun kızları genç Artavazd’ı kaçırdılar,
Onun yerine bir canavarı koydular” diye......