BEŞÎR MUŞÎR’İN KAYİP KÜRDLERİNDEN: KAYSERİLERLE NEVŞEHİRLERİN PAYLAŞAMADIĞI BİR KÜRD AİLESİ (1)


barkirin: Gulan 15, 2022, 9:55
hit: 2201


M. KemalAbbas Hilmi Paşa'nın kızı

 

Dr. Kemal Fuad   Beşir Müşir ile     ilgili bir dizi anılar var.Bunlardan biri   Dr. Kemal Fuad   Almanya’dan   Bağdat’a gidiyor.   Yine her zaman   Beşir Müşir’in   dükanında toplanıyorlar.

Dr. Kemal Fuad   Beşir Müşir’e : “Ustad   biz yurtdışında   Kürdlerin sayisı konusunda ciddi problemler yaşıyoruz. Biz   30 milyon diyoruz, fakat içini   dolduramıyoruz” diyor.

Beşir Müşir : “ 30 milyon değil, 25   milyondur” diyor.

 Dr. Kemal: “Nasıl?”   diye soruyor.

 Beşir Müşir:   “Türklerin işgali altında   bulunan Kürdistan’da   10 milyon Kürd var. Irak’ın işgalı altında   bulunan Kürdistan’da   3,5 milyon Kürd var.   İran’ın işgalı altındaki Kürdistan’da   7 milyon Kürd var.   Suriye, Lübnan ve Rusya’da   bir buçuk milyon Kürd var”.. diyor.

Dr. Kemal Fuad: “Nasıl oluyor? Irak’ın toplam nufüsü   7 milyondur” diyor.

 Beşir Müşir: “Dicle karşı yakasına   git,   oradaki   Bağdatların   hepsi Kürdtür. Oradan itibaren Bağdatlıların hepsi Kürdtür ve Kürdistanlıdır” diyor.Dr. Kemal Fuad: “ bu saydıkların hepsi 22 milyon yapıyor. 3 milyon nerede?” diye soruyor.

Beşir Müşir: “ Winda bûn/kayıp oldular” diyor.

Dr. Kemal Fuad     yurtdışında   oldukları zaman   Kürdistan’ın farklı parçalarında   eğitim amaçlı gelen   öğrenciler vardı, diyor     Fakat, Türk, Arap ve Fars olarak biliniyorlardı.   Bunlardan bazıları   ara sıra    bize gelerek   Kürd olduklarını   söylüyorlardı… Biz de kendi aramız da   onlara   “Beşir Müşir’in   Kürdleri” diye espiri yapıyorduk diyor..

Dr. Kemal Fuad’ın  sözünü ettiği kendileri gelip Kürd olduklarını söyleyen  Beşîr Muşîr’in Kürdleri dışında milyonlarca Kürd Türk, Arap ve Fars  kimlikleri çatısı altında  asimilasyona uğradılar ve Kürdlükleri hakkında elimizde fazla belge yoktur.  Bu “Kayip Kürdlerin” her birinin  kendine has  bir tarihçesi var ve bu tarihçeler  Kürdler ile Kürdistan’ı sömürgeleştiren  sömürgeci güçlerin  karmaşık ve kanlı ilişkilerinde kaynak bulmaktadır. Bu “Kayip Kürdlerin” izini sürmek ve ortaya çıkarmak  Kürdler ve Kürdistan tarihi araştırmaları için gereklidir.

Bundan kısa bir süre önce Pîremêrd’in  torunları olan Atilla Sav ve Ergün Sav hakkında kaleme aldığım yazının bir kısmını yayınladığım zaman bir çok okurum hayretler için de kalmıştı. Hiç kimsenin aklının ucundan  Sav kardeşlerin Pîremêrd’in torunları olabileceği geçmiyordu.

Bugün Anatoliya Kürdistan’ı yada Anatoliya Kürdlerin tarihi açısında önemli bir Kürd ailesinden söz edeceğim.

 

RESSAM VE HATTAT FEYHAMAN DURAN

Feyhaman Duran (d. 17 Eylül 1886, Kadıköy, İstanbul – ö. 6 Mayıs 1970, İstanbul), 

 Ressam ve hattat olan  Feyhaman Duran  Türkiye’de  Resim Sanatında, portre sanatının ilk ve en önemli temsilcisi sayılır. 

17 Eylül 1886 tarihinde İstanbul Kadıköy'de, Osmanağa Mahallesi'nde doğan İbrahim Muslühiddin Feyhaman'ın babası şair Süleyman Hayri Bey (1844-1891), annesi Fatma Hanım'dır. Annesi ve babasını genç yaşta kaybeden sanatçı, 1895 yılında  günümüzdeki adı Galatasaray Lisesi olan, Galata Sarayı Humayun Mektebi’ne kaydettirdi. Burada, ressam Şevket Dağ, Tevfik Fikret ve Viçen Arslanyan Efendi’nin öğrencisi oldu. Okulda tarama kalem ve çini mürekkebiyle, daha sonra da yağlı boya resimleriyle dikkat çekti ve özellikle Hüsn-ü Hat, yani Güzel Yazı dersinde başarılı oldu.

1908 yılında okulu bitirir bitirmez Bab-ı Ali’ye kâtip olarak girdi. Aynı yıl Hüsn-ü Hat öğretmeni olarak, mezun olduğu Galata Sarayı Humayun Mektebi’ne atandı ve hocası hattat Tahsin Bey’in yerine bu dersi verdi. 1910 yılında, bir rastlantıyla Abbas Halim Paşa, sanatçının yeteneğini fark ederek aile bireylerinin portrelerini ısmarladı ve sonunda Feyhaman'ı aynı yıl resim eğitimi için Paris'e yolladı. Feyhaman, Académie Julian'da, dinsel ve tarihsel konuların yanı sıra natürmort ve portrelere ağırlık veren, "akademik" bir ressam olan Jean-Paul Laurens (1838-1921) ile oğlu Paul Albert Laurens atölyelerinde; Ecole des Beaux-Arts'da Fernand Cormon (1845-1924) atölyesinde ve Arts Decoratif'te eğitim aldı. 

Bilindiği gibi Prens Abbas Halim Paşa, Kürd asılı  Mehmet Ali Paşa’nın ailesinden gelmektedir.

Konu ile ilgili bir rastlantıyı Feyhaman Duran kendi ifadesiyle şöyle aktarmıştır:

“Galatasaray Lisesi’nde resim öğretmeniydim, bir gün tanıdığım bir hanımefendiye resmini yapmayı teklif ettim. Bana: ‘ben yaşlıyım ne olacak resmimi yapıp ta? Onun yerine şu küçük kız çocuğunun resmini yap!’ diyerek çantasından küçük bir kız çocuğunun resmini çıkarıp verdi. Bu resmi bir portre haline getirdim. Çocuğu tanımıyordum. Sonradan bunun zamanın ünlü kişilerinden Prens Abbas Halim Paşa’nın dördüncü kızları olduğunu öğrendim. Paşa, bu resim üzerine öteki beş kızının ve bazı tanıdıklarının daha resmini yaptırdı, takdirlerini kazandım, böylece kendileri tarafından ve bütün masraflarım karşılanarak Paris’e öğrenime gönderildim. Bu vesileyle hayatımda mutlu bir dönüm noktası olmuştur”

 

 

I. Dünya Savaşı başlayınca Türkiye’e döndü. İstanbul'da sık sık gittiği Abbas Halim Paşa'nın evinde Prof. Dr. Akil Muhtar ile tanıştı; bu uzun yıllar sürecek bir dostluğun başlangıcıydı. Feyhaman, Abbas Halim Paşa'nın evinde sanat söyleşilerine katılıyor,1916’dan itibaren Galatasaray Sergileri’ne her yıl düzenli katıldı. Osmanlı Ressamlar Cemiyeti’nın sergilerinde yer aldı. Harp Mecmuası’nda çalışarak, savaş resimleri yaptı. Birinci Galatasaray Sergisi’nde Prof. Dr. Akil Muhtar adlı portresi ile “Gümüş Madalya” ve “Zikr-i Cemil Ödülü”‘nü aldı.

1919 yılında İnas Sanayi-i Nefise Mektebi’ne (Kız Güzel Sanatlar Akademisi) “Usul-ü Tersimé öğretmenliğine getirildi. Ömer Adil Bey’den sonra bu okulda müdürlük yaptı.

1922 yılında öğrencisi Güzin Hanım’la evlendi. 1923’te Türk Ressamlar Cemiyeti’nin yönetim kurulu üyeliğine seçildi. 1926’da Sanayi-i Nefise Birliği, 1929’da Güzel Sanatlar Birliği adlarını alan dernekte yöneticiliği ömrünün sonuna kadar sürdürdü.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin düzenlediği yurt gezileri kapsamında 1938 yılında Gaziantep’e gönderildi. Buradan on yapıtla dönen Feyhaman Duran 1939 Ocak ayında İbrahim Çallı ve Ayetüllah Sümer birlikte İsmet İnönü’nün portresini yapmak üzere Ankara’ya çağrıldı.

Kurulduğu dönemde İstanbul Deniz Müzesi’nin siparişi üzerine Topkapı Sarayı Müzesi koleksiyonundaki minyatürleri tuvale aktarmış olan sanatçı,1940’larda eşi ile birlikte Topkapı Sarayı’nda çalışıp sarayın iç ve dış mekanlarını tuvale aktarma olanağı buldu. II. Dünya Savaşı nedeniyle 1943-1947’de müze koleksiyonun bir kısmı önlem olarak Niğde’ye taşınmış ve saray ziyarete kapatılmıştı. Bu dönemde izin alarak sarayda çalıştı, müzedeki pek çok eseri yakından inceleme fırsatı oldu.

1951 yılında emekli oldu. Emekliliğinde çalışmalarını sürdürdüğü Beyazıt’taki evini müze olarak İstanbul Üniversitesi’ne bağışladı. 6 Mayıs 1970’te İstanbul’da öldü.

Feyhaman Duran, babasının portresi dahil Namık Kemal,Adnan Adıvar,İbnülemin Mahmud Kemal, Rauf Orbay Şeyhülislam Ebüsuud, Rıza Tevfik, Hasan Ali Yücel, İnönü, Mustafa Kemal, Tevfik Fikret,  Dr. Akil Muhtar, Abbas Hilmi Paşa ve kızları, eşi Güzin Duran, ve daha bir çok insan’ın portrelerini yapmıştı.. Ayrıca  farklı alanlarda  Kabataş İskelesi ve  Natürmort  gibi  daha bir çok çalışmaları da  var.

 Bugüne kadar Feyhaman Duran’a ilişkin yüzlerce kitap, makale ve tanıtma  yazısı yayınlanmış durumdadır. 

FEYHAMAN DURAN’IN BABASI ŞAİR VE YAZAR SÜLEYMAN HAYRİ BEY

Süleyman Hayri Bey,  10 Şubat 1844 tarihinde Nevşehir de dünyaya gelmiş. İlk eğitimini Nevşehir ve  Kayseri de yaptıktan sonra ailesiyle birlikte İstanbul’a göçetmişler. İnal, İbnülemin Mahmud Kemal Türk Şairleri üzerine yaptığı çalışmasında   Süleyman Hayri’nin yaşamı ve eserlerini tanıtırken “Süleyman Hayri Bey Kayseri’nin Tavulsun Karyesi eşrafından bazı kazalar kaymakamlığından bulunmuş olan Kürd Abdülkadir Efendi ile Nevşehirli Damad İbrahim Paşanın ahfadından Fatma Hanımın oğludur. 1844(20 Muharrem 1260) de Nevşehir’de doğdu” diyor. İnal bir dipnot düşerek “Abdülkadir Efendi Nevşehir kaymakamı iken bu hanımla izdivaç etmiştir” diye ekliyor.(İnal, 1969: 620-624)

Yine Kayseri Ansiklopedisinin 3.cildinde “ Süleyman Hayri Bey Kayseri Tavlusun nahiyesinde  Kürd Abdülkadir Efendinin oğludur”(sayfa 176-177)  deniliyor.

Devam edecek

15.05.2022

Aso Zagrosi


  • beşîr
  • muşîr?
  • kayip
  • kürdlerinden
  • kayserilerle
  • nevşehirlerin
  • paylaşamadiği
  • kürd
  • ailesi

  • Benzer içerikler

    ARGUVAN/ARGAOUN/ARGOVAN  ÜZERİNE BİR KAÇ NOT(1) Siyasi
    ARGUVAN/ARGAOUN/ARGOVAN  ÜZERİNE BİR KAÇ NOT(1)
    Farsların en uzun romanının gerçek kahramanı:   „Gul Mehemedi Kurdî“ Siyasi
    Farsların en uzun romanının gerçek kahramanı: „Gul Mehemedi Kurdî“
    Ermeni ve Kürd İlişkilerine Dair Bazı Tarihsel Gerçekler(1) Siyasi
    Ermeni ve Kürd İlişkilerine Dair Bazı Tarihsel Gerçekler(1)
    Kürdlerin İlk Kalem Şehidi: CEMAL İRFAN Siyasi
    Kürdlerin İlk Kalem Şehidi: CEMAL İRFAN
    Sayin   Xecê (Hatice Yaşar) ile Kürdistan Gelişmeleri Üzerine Bir Söyleşi Siyasi
    Sayin Xecê (Hatice Yaşar) ile Kürdistan Gelişmeleri Üzerine Bir Söyleşi
    Darbe Girişimi ve Sonrası Siyasi
    Darbe Girişimi ve Sonrası
    Bahlul/Behlulî Mayî/Mahî /Dana   kimdir? Siyasi
    Bahlul/Behlulî Mayî/Mahî /Dana kimdir?
    GENERAL  İHSAN NURİ  PAŞA’NIN ANISINA!! Siyasi
    GENERAL İHSAN NURİ PAŞA’NIN ANISINA!!