ARGUVAN/ARGAOUN/ARGOVAN VE DİVRİĞİ/TEFRİKE ÜZERİNE BİR KAÇ NOT(4)
Aso Zagrosi
Karbeas’in 5000 silahlı adamla Bizans ordusunu terkederek Arguvan’a gelip yerleşmesinden sonra her taraftan baskılara uğrayan Paulcu/Maniciler Arguvan’a akın etmeye başlıyor. Hem Bizans ve Müslüman kaynaklar Karbeas bölgeye geldikten sonra Malatya Emiri, Amr Al Aqta tarafından Halife ile görüştürüldüğünü söylüyorlar.( Vasiliev, Byzance et les Arabes, sayfa 231)
Bu arada Karbeas ya kendi başına yada Malatya Emiri Amr Al Aqta ve Tarsuslu Ali, daha sonra Ermenistan valisi olan Ali İbn Al Yahya ile birlikte Bizans topraklarına karşı saldırılarda bulunuyorlar. Bu saldırı ve savaşlar neticesinden gönüllü yada gönülsüz olarak Karbeas’ın saflarına çok yoğun bir kitle katılmaya başlıyor. Arguvan ve Amara mıntıkası dar gelmeye başlıyor.
Pierre de Silici, Karbeas’ın başkentini Tefrike taşımasının nedenlerini sayarken Arguvan’ın Malatya Emiri’nin yerleşim alanına çok yakın olmasından dolayı onun baskısından kurtulmak için ve Bizans sınırına daha yakın, saldırılar ve sığınmalar için daha elverişli bir alan olduğundan Tefrike başkentini taşıdığını söylüyor. Photius’da Pierre de Silici’nin dediklerini tekrarladıktan sonra Bizans topraklarına saldırılar düzenleme ve kaçanların kolay bir şekilde sığınma hususunda Tefrike’nin coğrafi konumuna dikkat çekmektedir.
Karbeas başkentini Arguvan’dan Tefrike taşıyor. Tefrike dediğimiz, Türklerin Divriği dediği ve hala bölge halkının Tefrik dediği yerleşim alanıdır. Tarihi kaynaklar Tefrike “Karbeas’ın şehri Tefrik” demeye başlıyorlar. Bir çok tarihçi Tefrike ve kalesinin Karbeas tarafından kurulduğunu iddia ediyorlar. Böyle bir şey mümkün, eski kale yıkılmış olabilir. Fakat, Tefrike M.Ö Roma kaynaklarında APBRİKE olarak bilinmektedir. Paulcular üzerine çalışmalar yapan Paul Lemerle L’Histoire des Pauliciens d’Asie Mineure adlı eserinde Karbeas’in başkentini 856 yılından önce Tefrike taşıdığını söylüyor.(sayfa 95)Karbeas ve Bizans imparatorluğu arasında bir dizi savaş yaşanıyor. Bu savaşların üzerine durmak makale sınırlarını aştığından dolayı geçiyorum.
Bizans kaynakları Karbeas’ın ölümü üzerine fazla bilgi vermiyorlar. Pierre de Silici sadece ölümünden söz ediyor. Patrik Photius ise hastalıktan öldüğünü söylüyor. Tarihçi Mesudi Prairies d’Or adlı eserinde Malatya Emiri ile Tarsuslu Ali’nin ölümlerine değinirken “ Karneas Beilakani, İbrik şehrinin patriği” 863 yılında öldürüldü diyor. Lemerle burada sözü edilen Karneas Karbeas olduğunu yazıyor. Görünen o ki, Karbeas ve Malatya Emiri, Amr Al Aqta birlikte Bizanslarla girdikleri meşhur Poson savaşında ölüyorlar. Karbeas’ın ölümünden sonra yerine yeğini ve aynı zamanda eniştesi olan CHRYSOCHEİR geçiyor. Chrysocheir, bizdeki MÎRÊ LEPZÊRÎN gibi “ALTIN ELİ/KOLU anlamına geliyor.
Pierre de Silici 1. Basile tarafından esirlerin değiş-tokuşu için Tefrike gönderildiği zaman Paulcuların başında Chrysocheir vardı. De Silici, Chrysocheir, “ Karbeas’ın hem doğuştan yeğeni ve hem de eniştesi olarak onun yerine geçti” diyor. Patrik Photius’da De Silici’nin verdiği bilgileri tekrarlıyor. Chrysocheir, 863 yılından itibaren Karbeas gibi Bizans topraklarına yönelik sürekli ve sistemli saldırılarda bulunuyor ve Bizansların korkulu rüyası haline gelmeye başlıyor. 1. Basile, 3. Michel’i ödürdükten sonra 869 yılında imparator olduktan sonra Pierre de Silici’yi Tefrike gönderiyor. Tefrike’de 9 ay kalan de Silici bu görüşme de savaş esirlerinin değiş-tokuşu ve bir antlaşmaya varmayı hefefliyor. Esirler değiş-tokuşu gerçekleşiyor, ama Chrysocheir antlaşmayı reddediyor.
871 yılının ilkbaharında 1. Basile büyük bir askeri güçle Chrysocheir ile hesaplaşmak için Tefrike, Amara, Arguvan ve bir dizi çevre bölgelerde tam anlamıyla bir devlet olarak ortaya çıkan ve Bizans imparatorluğunu da büyük oranda tehdit eden Paulcu/Manici güçlere karşı genel bir saldırıya geçti.
Birinci Basile Tefrike kalesini dört bir yandan kuşatıyor. Chrysocheir, kale içine çekilerek büyük bir direnişe geçiyor. İmparator 1. Basile çevre bölgeleri, Amara ve Spathe dahil bir dizi bölgeyi harabeye çeviriyor. Bu arada Taranta halkı ve yöneticileri ( aktüel durumda Darende olarak bilinen Malatya kazası) bölgede yaşanan katliam ve yıkımları görünce Bizans imparatorluğunun bir parçası haline gelmek için başvuruyorlar ve başvuruları kabul görüyor. Lokanalı Kurdik te teslim oluyor. Basile bir birliği Zapetra üzerine gönderiyor ve şehri alıyor. Zapetra dediğim aktüel olarak Malatya’nın Doğanşehir kazasıdır.
İmparator 1. Basile tüm gücüyle Malatya üzerine yürüyor. Malatya kalesi direniş için çok güçlü bir şekilde yapıldığından dolayı kuşatmaya rağmen alamıyor ve çevre bölgelere saldırıp teslim almaya çalışıyor. Bu arada 1. Basile yeniden Paulcu/Manicilerin “topraklarına giriyor”, ARGUVAN’I, KOUTAKİON’U, STEPHANON’U VE RACHAT’I ateş veriyor, yakıp yıkıyor.
İmparator 1. Basile TEFRİKE ve MALATYA’YI almadan, ama büyük ganimet ve esirlerle başkent Konstantinopel’a geri dönüyor. Bugün Ayasofya Camisi yada müzesi olarak bilinen o dönemler büyük bir katedral olan HAGİA SOPHİA’da kendisi için büyük bir tören düzenleniyor.
Devam edecek
Aso Zagrosi