Dersimli Kürd Beyi Şah Hüseyin Vakası
Dersimli Kürd Beyi Şah Hüseyin Vakası
Aso Zagrosi
Hariciye Nazırı Halil Şerif Paşa(1872-1873 yılları arasında bu görevde bulunuyordu-Aso) Ermeni Patrikliğine yazdığı bir tezkere de Erzincan ve Kiği dolaylarında meydana gelen baskı ve aşağılamaları konu alan şikayetlerin dayanaktan yoksun olduğu ve bölgedeki Ermeni din adamlarının kışkırtmalarından kaynaklandığını yazıyor. Bakan tezkeresinde Ermeni Patrikliğinin bu temelsiz sızlama ve suçlamaları yaymakla acı bir şekilde yakınıyor.
Ermeni Patrikliği Sadrazam’a(Başvezir) aşağıdaki protesto mektubunu gönderiyor.
Altes
„Hariciye Nazırı beni bir tezkere ile
bilgilendiriyor ki Erzincan ve Kiği(Erzurum Vilayeti) Hıristiyanlarının Kürd Bey’inin şiddet eylemlerine karşı şikayetlerinin temelsiz olduğu ve bu şikayetlerin Papaz Melkissedeck ve Epreme’in entrikalarından kaynaklandığını ve Kürd Beyine karşı reel bir şikayetin konu olmadığını söylüyor. Bu şikayetlerin amacı Erzurum Valiliğinin raporundan da görüldüğü gibi Trabzon- Erzurum yolunun yapımı için olağan mükellef işçi(yükümlü işçi) ciliği kabul etmemektir. Patrik yerinde duramayan bir kaç kişinin sesi olmuş vs…..“
„Adı geçen tezkerenin bir fotokopisini hazretlerinize sunuyorum. Ayrıca bu arada dikkatinizi şu hususa çekmek istiyorum.
Ermeni Patrikliği Sultan Hazretlerinin sayesinde kamu hizmetlerinin bir dalı olduğunu burada belirtmem anlamsızdır. Bu mektubu imzayan ben cemaatın istemi ve Sultan’ın iradesi neticesinden bu Patriklik görevine seçildim. Emperyal hükümetiyle cemaât arasında bir arabulucuyum. Benim görevim hükümetin gerçek çıkarlarını korumak ve onun nezdinde bana bağlı olan Hıristiyan topluluğunun duygu ve ihtiyaçlarına tercüman olmaktır…………..”
“Erzincan ve Kığı dolaylarındaki Ermeni halkı yıllardan beri ve defalarca Kürd Beylerinin ve onların yardakçılarının şiddetinden yakınıyorlar. Onlar şikayetlerini ya direk Bab-ı ali’ye yada bizim Patrikhane aracılığıyla bildirmişlerdir. Bab-ı ali sürekli olarak uygun emirler gönderdi. Fakat şiddet faillerini gerçekleştirenler bölgede etkili kişilerdir. Şikayetlerin büyük bir kesimi mahalli otoritenin memurlarına ilişkindir. Fakat şimdiye kadar istenen sonuca ulaşılmadı. Bunun nedeni Bab-i ali sürekli olarak her olay sonrası bilgi almak için bölgedeki memurlara başvurdu.. Bu memurlar ise suçlanan kişilerdi. Sonuç olarak Sultan Hazretlerinin iyi niyetlerine uygun olarak , ki kendileri onur kırma ve hakaretlerin son bulması ve adaletin hakim olmasını arzulamaktadır. Bab-ı ali gerçekleri bulmak için Kürd Beylerinin etkileri savunmasız bırakılan vatandaşların Kürd Beylerine ve yardakçılarıan karşı mahkemelere baş vurmalarını engelliyor. Bu sefer dediğim gibi Bab-ı ali İstilamları(bilgi isteme) bir kenara bırakarak daha etkili bir yolu seçti. Babı- ali 11 Receb 1288(1872) tarihli kararıyla mahalli yetkililere vatandaşların özgür bir şekilde tam güvenlik ortamında adalete başvurup suçlu yada suçsuzları ortaya çıkarana kadar Kürd Beylerini ve suç ortaklarını gözaltına almalarını istedi.
Ekte Vezirin söz konusu emrinin kopisi
“Bizim Patriklik ve Ermeni Milleti bu tedbirleri sevinçle karşılamaktadır. Umut ediyoruz ki bu görevlerini kötüye kullanma ve şiddet olayları son bulur. Fakat, mahalli otoriteler bakanlık emirlerini tam olarak icra etmedi. Tam sonuç kararını beklemeden müdahale etmek davacı olan insanların yalancılıkla suçlanacağını daha önce öngörmüştüm. Şiddet hareketleri yeniden azıtacak.
Ben defalarca Bab-ı Ali’yi resmi olarak uyardım ve kendilerine mahalli otoritelerin bu şartlarda başlattıkları soruşturmaların tatmin edici bir sonuç vermeyeceğini ve Sadrazam’ın emrinin dakik olarak uygulanmasını istedim. Bab-ı Ali’nin kararını ve bakanın emrini uygulamak istemeyen mahalli otoritenin yeni bir raporuna dayanarak Hariciye Nazırı bize gönderdiği bir notta benzeri görülmeyen bir dil kullanıyor, emperyal hükümete sadakatli bağlı olduğunu defalarca pratikte ispat eden Patrikliğin ve Ermeni milletinin haysiyetlerini yaralamıştır.
Dışişleri Bakanı’nın bu tavrı bana derinden acı veriyor. Eğer sizler ekte kopisini gönderdiğim Bab-ı Ali’den gelen sert emre göz geçirmeyi lütfederseniz, Patrikliğin bazı kötü niyetli insanlarla hemfikir olmadığını görülecektir. Siz hazretler de kullanılan dilin bizim için yaralayıcı olduğunu tasdik edeceksiniz. İddia ettikleri gibi bizim suçlamalarımızın temelden yoksun olmadığını ispat etmek kolaydır. Mahalli otoriteler sürekli olarak yaptıkları kötülükleri ve aldıkları haraçları gizlemeye ve düşük göstermeye çalışıyorlar.
Bunun için siz hazretlerin ekte gönderdiğim eski Sadrazam(Başvezir) Mithad Paşa’nın Guzulcan Kaymakamı Şah Hüseyin Bey’in görevden alınması için verdiği emre bir göz atmanız yeterlidir.
Bu emir, söylediklerimin hepsini doğruluyor. Zira hakkaniyet ve adalet prensipleri kötülüklerin ebediyen son bulmasını zorunlu kılıyor. Hükümetin iyi niyetine rağmen mahalli yetkililerin gerçekleştirdikleri can sıkıcı olaylar gün ışığına çıkarılmalı ve suçlu yetkililer cezalandırılmalıdır.
Sizden, Bab-ı Ali’de soruşturmayi gerçekleştirmek amacıyla bir karma komisyonun oluşturulmasını rica ediyorum.
Ermeni Patrikliği
Kheremian
18 Ocak 1973
Dersimli Kürd Beyi Şah Hüseyin Vakası(2)
Ermeni Patrikliği Guzulcan zorbası Şah Hüseyin’in eylem ve davranışlarına ilişkin Bab-ı Ali’ye gönderdiği takrir.
Guzulcan halkı Guzulcan Kaymakamı(Erzincan kazası, Erzurum vilayeti) Şah Hüseyin tarafından barbarca ezilmektedir. Bölge halkı yıllardan beri hem Ermeni Patrikhanesine ve hemde Bab-ı Ali’ye baş vurarak kaymakamın görevden alınmasını ve bölgeden uzaklaştırımasını talep etmekteler. Şurayi devletin içişler seksiyonu 11 Cemazeyil evvel 1288(29 Temmuz 1871) tarihinde gönderdiği karar şöyleydi:
„Yukarıda adı geçen Kaymakam Şah Hüseyin, Şah Hüseyin’in oğlu Ali Beyin oğludur. Ali Bey Dersim ve çevresinde etkisini kötüye kullanarak bölge yetkilileri için sorunlara neden olmaya başladı. Bunun ardından Viddin’e sürgüne gönderildi. Onun oğlu da babasının yolundan giderek vatandaşlara karşı kötü muamale yapmaktan geri kalmadı. Şah Hüseyin, medeni ve hukuki reformların tatbik edilmesinin önüne engeller çıkarmaya başladı.
Bu devlet memurunun tavırları Bab-ı Ali tarafından iyi biliniyor. Biz onun görevden alınmasını, kurallar dahilinde yargılanmasını ve hakettiği cezaya çarptırılmasını talep ediyoruz.“
Bu talimat 15 Şaban 1288(30 Ekim 1871) tarihinde Adalet bakanlığının kararıyla yenilendi.
Daha sonra 14 Receb 1289(17 Eylul 1872) tarihli mahkeme kararıyla bir talimat gönderildi. Bu talimat daha sonra 24 Ramazan 1289(25 Kasım 1872) tarihinde bir telgraf emriyle yenilendi. Ardından telgraf ile gönderilen emir 19 Muharem 1290(19 Mart 1873) tarihinde oluşturulan Özel Komisyonun bir kararıyla yenilendi. Yani peş peşe toplam 5 emir.
Bu arada Ermeni halkı Şah Hüseyin tarafından ezilmeye devam etti. Tüm iktidar Şah Hüseyin elindeydi. Halk adalete baş vurmaya cesaret edemiyordu. Peş peşe takip eden çok net bir şekilde formüle edilen bakanlıkların emirleri hiç bir sonuç getirmiyordu. Tüm bu baskı/aşağılamaların faili Kaymakam görevinde kalmaya devam etti.
Şah Hüseyin’in intikam amacıyla suçsuz halka karşı şiddet uygulayp uygulanmadığını anlatmaya gerek yok. İstanbul’da bulunan Guzulcanlı Ermeniler son olaral Ermeni Patrikhanesine baş vurarak, Guzulcanlı Kaymakam’ın hakimiyetindeki zorbalıktan kurtulma umutlarının kalmadığını, emperyal hükümetten rica ediyorlar başka bir alanda yaşayabilecekleri bir toprak parçasını kendilerine verilmesini istiyorlar.
„Şah Hüseyin, Ermeniler tarafından uzun zamandan beri işletilen toprakların ataları tarafından kendisine miras olarak kalan topraklar olduğunu iddia ediyor. Bu arada tespit ettik ki Şah Hüseyin direk yada dolaylı olarak yandaşları aracılığıyla tüm imkanlarını kullanıp köylülerin toprak üzerinde haklarından vaz geçmelerini , çok haksız vergileri ödemeye, kendisini hediyelere boğmaya ve kendisi için karşılıksız çalışmaya zorluyor.
Sonuç olarak sürekli rahat bir ortamda , güvenlik içinde vatandaşların yaşaması için bakanlıkların aldıkları kararlar doğrultusunda doğrusu olan sadakatla bağlı olan halkın zorbalıktan kurtulması ve ihtiyaç duyduğu huzurlu ortamda yaşaması için Şah Hüseyin Bey hemen görevinden alınmalı ve bölgeden uzaklaştırılmalıdır.
Size ekselansa aktüel durumu izah ederken biz sizden adaletli ve bu bahtsız halk için acıma ve merhamet diliyoruz.
14 Haziran 1873
Ermeni Patrikliği
Kheremian
Dersimli Kürd Beyi Şah Hüseyin Vakası(3)
Vezirlerin talimatlarını içeren 5 takrir
1. Vezir Talimatı
„Ermeni Patrikliği Erzincan ve Kiği’de Kürdler tarafından Ermenilere yapılan kötülük ve zararlara ilişkin bir rapor sundu. Şaruyi devletin aldığı karar doğrultusunda sizlere sözkonusu raporu, kötülük ve zararlara ilişkin 5 takriri gönderiyor ve sizden dava ile ilgilenmenizi rica ediyorum.
„ Bu yazıları inceledikten sonra göreceksiniz ki Gullab Oğlu Aziz, babasının, annesinin ve eşinin katili, Şah Hüseyin Oğlu Hüseyin Bey, kardeşleri İbrahim Bey ve Timur Bey ve başka bazı şahsiyetler bazı öldürme olaylarına karışmış, ailelerin onurlarını rencide etmiş, tarlaları yakıyor ve çapul hareketlerine girişiyorlar. Bu sürekli baskı ve aşağılama olayları, hükümete sadakatla bağlı vatandaşların güven ve huzurunu tehlikeye sokmuştur. Bu kötülük yapan şerirlerin bazıları yargılmak amacıyla İstanbul’a gönderilmesi ve diğerlerinin bölgeden uzaklaştırılması istenmiştir. Çünkü, vatandaşların yaşamlarını, onurlarını, mal ve mülklerini korumak hükümetin en kutsal görevidir. Sizin vilayet gibi önemli bir bölgede hükümete bağlı farklı grup ve sınıflardan vatantaşlar arasında birlik ve iyi geçinme ortamını yaratmak gerekiyor. Ermeni Patrikliği tarafından yaşanan usulsuzluklara ve sürekli karkaşaya ilişkin şikayetleri duyduğumuz da üzülüyoruz.
„Yolla getirilmeyen Şah Hüseyin Beyin baskıları ve aşağılamalarını sürekli olarak önümüze seriyorlar. Bu adamı Guzulcan Kaymakamı olarak görevde bırakmak ve bundan cesaretlenerek yaptığı kötülüklere devam etmesi hükümetin üzerinde basıl bir iz bıraktığını anlatmaya gerek yoktur. Daha şimdiden var olan dosyaları incelemeden söylenen her şeyin doğru olduğu yada ileri sürülen tüm iddia ve şikayetlerin temelsiz olduğunu söylemek uygun değildir. Açıktır ki Yüce Auguste’ın hakaniyet esprisi ve adalet anlayışı sadakatla kendisine bağlı olan kullarına en basit aşağılamaya izin vermez. Siz Hazretlerinizden güvenle bekliyoruz ki ceza yasalarının gerekli maddeleri acil bir şekilde suçlulara uygulansın ve soruşturma başladığında bu konu uygun bir şekilde kapatılsın.“
„Bu hüküm ve maddelerin uygulanmasına gelince yukarıda sözü edilen şahıslar Kürd aşiret reisleri ve aynı zaman da Beydirler. Zavalı insanlar, çok güçlü ve etkili olan bu Beyleri ve yandaşlarını mahkemeye vermeye cesaret etmezler. Aynı zamanda elimizde delillerde var bu insanların suçlarını gizlemek ve azaltmak için kabul edilemez araçlara baş vurma ihtimalleri var. Acil bir şekilde Guzulcan Kaymakamı olarak görevli olan Hüseyin Bey adlı şahıs görevinden uzaklaştırılmalı, yerine bu göreve uygun dürüst bir memur getirilmelidir. Hüseyin Bey ve yandaşlarının suçlu veya suçsuzlukları ortaya çıkana kadar geçici olarak gözetim altına alınmaları gerekiyor. Ayrıca kamuoyuna açık bir şekilde ilan edilmeli ve güvence verilmelidir ki her vatandaş sözkonusu şahıslara karşı ne suçlama ve şikayetleri varsa mahkemelerin önüne getirmeli ve açıklanmalılar. Ayrıca tüm şikayetlerin detaylarına kadar bilinmesi ve iki tarafın gerekli basiret ile yargılanmasını talep ediyoruz. Eğer bu Beyler tarafından işlenen cinayetler meselesinde davacılar gelmese , siz suçları yargılamak amacıyla
Ermeni Patrikliği Guzulcan zorbası Şah Hüseyin’in eylem ve davranışlarına ilişkin Bab-ı Ali’ye gönderdiği takrir.
Guzulcan halkı Guzulcan Kaymakamı(Erzincan kazası, Erzurum vilayeti) Şah Hüseyin tarafından