Dr. Qasimlo ile birlikte Viyana’da öldürülen Dr. Fazil Resul Üzerine
Kürd düşmanı İran rejimi tarafından 13 Temmuz 1989 tarihinde Dr. Qasimlo ile birlikte İran-KDP yetkililiklerinden Abdullah Qadiri Azer ve Dr. Fazil Resul’da şehid edildiler. Dünya ve Kürd medyası doğal olarak daha çok Dr. Qasimlo üzerine durdu. Dr. Qasimlo ve Viyana katliamından söz edilirken diğer öldürülen Kürd şahsiyetlerinin isimleri de geçiyor. Bugün kısacada olsa sayın Salar Mahmud’un Dr. Fazil Resul hakkında kaleme aldığı bir makaleyi özetleyerek vereceğim.
DR. FAZİL RESUL KİMDİR?
Dr. Fazil Resul, Dêjêlelî Mela Resul’un oğlu Mela Mehmud’un oğludur. Fazil Resul 1948 yılında Güney Kürdistan’ın Suleymaniye şehrinde dünyaya gözlerini açıyor. Dr. Fazil Resul, Prof. Dr. İzzeddin Mustafa Resul ve Faruq Mela Mustafa ile amca çocuğu oluyor. Dr. İzzeddin Mustafa Resul Güney Kürdistan’ın tanınan araştırmacılarından biridir. Faruq ise aktüel olarak Suleymaniye’nin en zengin işadamlarından biridir.
Fazil Resul geçen yüzyılın 70’li yıllarında oluşan “RWANGE” grubunun kurucularından biriydi. O dönem Fazil Mela Mahmud ismiyle bir dizi edebi ve eleştiri yazılarını kaleme alıyor. Fazil Resul daha önceleri solcu biriydi. Komelay Marxist, Leninisti Kürdistan’ın önderlerinden biriydi.. (Daha sonra bu oluşumun ismi Komelay Rençderani Kurdistan olarak değiştiriliyor)
1975 yılında Eylül Devrimi’nin yenilgisinden sonra yurtdışına çıkıyor. Yurtdışına çıktıktan sonra düşünce yapısında büyük bir değişim yaşanıyor. Fazil Resul sol ve Marxist düşüncelerden vaz geçip İslam’a yöneliyor. Geçen yüzyılın 80’li yıllarında ılımlı İslam düşünce adamları olarak kendilerini ifade eden kadrolarla bir araya geliyor. Bunlardan Cezayir’in eski Cumhurbaşkanı Ahmet Bin Bela, Muhammed Selim Elhiwa, Fehimi Hwedi, Muhammed Emmare , Rizwan Elsaid, Weciye Kusrani vb… Bu arkadaşlarıyla ilişkileri neticesinde Fazil Resul tümden ılımlı İslam’a yöneliyor.
Fazil Resul 1985 yılında Almanya’nın başkenti Berlin’de “Uluslararası İlişkiler ve Kürd Sorunu” adı altında doktora tezini veriyor. Dr. Fazil Resul’un o dönemler Cezayir eski devlet başkanı Ahmed Ben Bela, İran eski Cumhurbaşkanı Beni Sadr, aktüel olarak Irak’ta hala aktif politikacılardan olan Adil Abdulmehdi ve Dr. Qasimlo ile çok yakın arkadaşlık ilişkisi vardı.
Dr. Fazil Resul İslam ile ilgili birkaç kitap ve akademik makalelerinden sonra “Minber El Hiwar”adlı derginin başyazarlığına getiriliyor. Dr. Fazil Resul, Dr. Muhammed Emmare, Tariq Beşiri, Rezwan Said ve Selim Elhiwa gibi Arap yazar ve din alimleri tarafından “ Büyük Düşünce Adamı” olarak değerlendiriliyor
Avusturalya’da yaşayan ve Dr. Fazil Resul üzerine Kürdçe ve Arapça onlarca makale yayınlayan yazar Ali Sirini’ye göre Dr. Fazil Ortaokul döneminden başlayarak siyasi faaliyetler içinde yer alıyor ve 1970’lere kadar Irak Kürdistan Demokrat Partisinin gençlik birimi içinde aktifti. Yine Ali Sirini’ye göre Fazil Resul Bağdat’ta siyasal bilimleri okuyor Komelay Marksi Lenini sürecine katılıyor. Ali Sirini 2007 yılında Newşirwan Mustafa ile yaptığı bir görüşmede Newşirwan kendisine “ Fazil Resul Maocuydu ve bizleri gerçek Marxist olarak görmüyordu. Komelay’i kurduğumuz zaman bizimle hareket etmedi” demiş.
Dr. Fazil Resul, 1975 yenilgisinden sonra Lübnan’a gidiyor. Lübnan’da Dr. Ali Şeriati üzerine bir kitap yazıyor. Aynı zaman Beni Sadr ait 2 kitabı ve Mehdi Bazargan’a ait bir kitabı Farsça’dan Arapça’ya çeviriyor. 70’li yılların sonlarına doğru Avusturya gidip yerleşiyor ve sonra 1985 yılında Berlin’de doktora tezini veriyor.
Dr. Fazil Resul, Kürdçe, Farsça, Arapça, İngilizce, Almanca ve Fransızca gibi dilleri iyi biliyordu.
Dr. Fazil Resul “İslami, laik ve nasyonalistleri” tek bir masa çevresine toplayarak var olan sorunları tartışma girişimine önderlik ediyor. Bazı kaynaklar Dr. Fazil’ın bu girişimini bir “İlk” olarak görüyorlar.
Yine bu arada Dr. Fazil Resul Almanca Irak ve İran savaşı üzerine bir kitap yazıyor ve kitabı kendisi Almancadan Arapçaya çeviriyor.
Dr. Fazil Resul “Kürdler ve İslam” ana başlığı altında bir kitap yazıyor ve bu kitabı 1989 yılında Kahire’de yayınlamak istiyor. Öldürüldükten sonra kitabın elyazmaları kayıp oluyor yada kimde olduğu hala belli değildir.
Ali Sirini’nin anlatımlarına göre Dr. Fazil Resul’un 1977’den sonra hiçbir siyasal parti ile örgütsel ilişkisi olmadı.. Bağımsız bir Kürd şahsiyeti olarak faaliyetlerine devam etti diyor.
1988 yılında İran ile İran Kürdistan Demokrat Partisi arasında yapılan görüşmelere Mam Celal aracı oluyor. Bu tip ilişkiler Kürdistan’ın farklı parçalarında var olan Kürd partileri arasında vardır. Örneğin 1983-84 yıllarında YNK ile Saddam rejimi arasında yapılan görüşmeleri de örgütleyen Dr. Qasimloydu. Fakat, süreç içinde İran Mam Celal’ı devre dışı bırakıyor ve Dr. Fazil Resul’un görüşmelere aracı olmasını istiyor. Mam Celal, Dr. Qasimlo’yu “İran’ın niyeti iyi değil” diye uyardığını söylüyor. Dr. Fazil, başyazarı olduğu dergi ve Kahire’de İslami, Laik ve Nasyonalistler arasında yaptığı toplantılardan dolayı zamanı olmadığını bu işi yapamayacağını söylüyor ve Ahmed Bin Bela’yi öneriyor. Ahmed Bin Bela yapılan öneriyi kabul ediyor.
Temmuz ayında yapılan görüşmeler esnasında Cezayir eski devlet başkanı Ahmed Bin Bela’da Viyana’dadır ve dolaylı olarak görüşmeleri takip ediyor. Hatta Qasimlo ve arkadaşlarının katili İranlılar Dr. Fazil’ın evinde Ahmed Bin Bela ile görüşüyorlar. Dr. Fazil Resul İran ile Dr. Qasimlo arasında yapılan görüşmeye aracı olarak katılıyor ve görüşme yerini ayarlıyor. Dr. Fazil 13 Temmuz günü yakın çevresine “yakında Kürd halkı büyük bir kazanım elde edecek” diyor, fakat ne olduğunu hiç kimseye söylemiyor. Hatta bu görüşmeden birkaç gün önce Dr. Fazil Resul İran eski devlet başkanı Beni Sadr ile bir telefon görüşmesi yapıyor ve kendisine hiçbir şey söylemiyor.
Beni Sadr 13 Temmuz katliamından sonra yaptığı açıklamada Dr. Fazil ile telefon görüşmesini yaptığını ve kendisine hiçbir şey söylemediğini söylüyor ve ekliyor “ eğer bana böyle bir görüşmeden söz etseydi, gitmemelerini ve tuzak olduğunu kendisine söyleyecektim” diyor. Beni Sadr “Dr. Fazil ahlaki olarak toplantının gizli kalması için verdiği sözü tutmak zorundaydı” diye ekliyor.
İran’ın niçin Dr. Fazil’i öldürdüğü meselesine ilişkin olarak da İran’ın Dr. Fazil’ın Sünni ekseninde yürüttüğü faaliyetlerden rahatsız olduğu ve Ali Şeriati üzerine yazdığı kitapta Şah sonrası iktidarı ele geçiren Şii yapılanmasına karşı yaptığı eleştirileri sebep olarak gösteriliyor. İran Tahran’da İslami çevrelerle yaptığı toplantılara Dr. Fazil’ı çağırmıyor. Hatta İran’da kalan annesini görmek için kendisine vize dahi vermiyor.
Sonuç olarak Kürdler tarihlerinde ders alamıyorlar!!!