Kürd Kaleleri, Ermeni Şiirleri, Fars Romanları ve Arkadaşım
Kürd Kaleleri, Ermeni Şiirleri, Fars Romanları ve Arkadaşım
Aso Zagrosi
Kısa bir süre önce bir arkadaşımı ziyaret etmiştim.
Arkadaşım benim Kürd tarihine ilişkin merakımı bildiğinden dolayı bana takılarak „bak bunların ne güzel kale ve surları var. Kürdlerin böyle kaleleri varmı?“ diye sordu.
Arkadaşım bir Kürd kurumunun başında olan bir insandır ve güzel şeyler de yapıyor.
Fakat, Kürd tarihi hakkındaki bilgisi „ortalama bir Kürd“ün bilgisidir.
„Ortama Kürd tarih bilgisi“ derken kimse gocunmasın..
Kürd hareketinin geliştiği 1975 dönemine baktığımız zaman Kürdlerin elinde Kürd tarihine ilişkin bir kaç çevirinin dışında hiç bir şey yoktu.. Zaten onlarla da çok dar bir çevre ilgileniyordu. Herkes Marxist klasikleri okuyor yazdıklarının arasına „Kürd“ , „Kürdistan“ ve „Hain İdrisi Bitlisi“ yerleştirerek işgalcilere karşı mücadeleye çağırıyordu..
Zaten Türk Cumhuriyetinin tarihi boyunca Kürdlere ait ne varsa yok ediliyor, inkar ediliyor ve herkese Türklük empoze ediliyordu.. Bir kaç kuşak Kürd o ortamda yetişti..
Kürd hareketleri başladığı zaman dağarcıklarından Kürd tarihi ve kültürü hakkında fazla bir şey yoktu.
Bir de Osmanlı ve özellikle Türk Cumhuriyetine karşı gelişen Kürd direnişlerinin bazılarının isimleri anılarak gündeme getiriliyordu. Fakat, detaylara ilişkin fazla bir şey yoktu.. Marxizm ise Türk solu üzerinden Kuzey Kürdistan’a girdiği için büyük oranda handikaplıydı. Zaten Türkçe’ye çevirisi yapılan Marksist klasikler büyük oranda yönlendiriciydi. Bundan dolayı Kürd hareketlerinin bir çoğu Kürd isyanlarını da pek doğru değerlendirmiyorlardı.
Konumuza dönersek arkadaşımda o süreçten geliyor..
Bu arada Kürdistan kaleleri hakkında arkadaşıma Evliya Çelebi’nin „776 Kürdistan Kalesini“ anlatmaya çalıştım.. Kürd Mirleri döneminde her Mir’in denetimi altında bulunan onlarca kalenin ismini saymaya başladım.
Kürdistan’ı işgal eden güçlerin Kürdistan kale ve surlarını nasıl yıktıkları anlatmaya çalıştım..
Kardoxi kalelerinin meşhurluğunu eski Roma ve Yunan tarihçilerinden aktarmaya çalıştım. Romalıların kale ve duvar yapımında becerisi olan Kürdleri Roma’ya götürdüklerine dair belgelerden söz ettim..
Çeşitli işgalci güçlerinin kaleleri almak için Kürdlerin bu konudaki becerilerinden yararlanmak için yardıma çağırmalarına dair belgelerden söz ettim..
Arkadaşımın kafası karışmıştı, ama bildiğini eskisi gibi değilse de yine savunmaya çalışıyordu ve bana „dünü bırak bugüne bak“ demeye başladı..
Bu sefer arkadaşıma „dün olmamış olsaydı, bugünde olmazdı“ dedim… İşgalci ve sömürgeci güçler bir dizi etnik ve dinsel grubu tarih sahnesinden sildiler.. Türk, Arap ve Fars sömürgecileri yüzyıldan beri Kürdlere karşı her türlü soykırımı uyguladılar ve sonuç olarak husrana uğradılar..
Kürdler, millet olarak dim dik ayakta ve ulusal haklarını talep ediyor. Kürd siyasal liderlerinin bağımsız değilde devlet sınırları içinde düşünmelerinin anahtarıda Kürd tarihinde gizlidir.
Kürdlerin hala millet olarak varolmasının sırı da Kürdlerin tarihinde gizlidir..
Kürdler her ne kadar kendi aralarında parçalanmış ise de Kürdlerin şövalyeliği ve özgürlüklerine bağlılıkları başka halklarında literatürlerini büyük oranda etkilemiştir,dediğimde arkadaşım bana gülerek bakmaya başladı.
Arkadaşıma „bunu ben söylemiyorum Hammer-Purgstall, Joseph, Freiherr von” söylüyor” dedim.
Ve Hammer’in „Histoire de l’Empire Ottoman „adlı eserinden şu alıntıyı yaptım : „ Perslerin eski geleneksel kahramanları ve modern romanlarının kahramanları Kürdlerdir. Rustem gibi, Behram Çobin gibi, Gurgin-Milad, Ferhad ve güzel sevgilisi Şirin gibi ve sonuç olarak Selahaddin Eyyubi“(Hammer, age 259)
Berlin Antlaşması(1878) sonrası İstanbul Ermeni Patrikhanesi 3 Rahibi bölgeye gönderiyor. Bunlardan biri Rahip Vahan Bardizaktsidir. Vahan Bardizaktsi şöyle yazıyor: „Ermeni ozanlar her yerde, hatta manastır panayırlarında bile şarkılarını Ermenice değil daha ziyade Türkçe ve Kürdçe söylüyorlar. Dolayısıyla bugün doğru dürüst Ermenice şarkı-türkü oldukca az. Tam tersi Kürdçe ve Türkçe şarkı-türkü oldukca fazla“(Arsen Yarman, Palu-Harput, Cilt II, sayfa 71)
Farslar ve Ermenilerin yazılı edebiyatları çok eskidir. Kürdlerin bu iki milletin edebiyatı üzerine etkisi, bir Kürd yazarından değilde, birini doğrudan bir ermeni rahibinden diğerini ise bir Alman yazardan vermem arakadaşımın kafasını daha da karıştırdı.
Kafa karışıklığı sabit düşüncelerden ve mutlak yaklaşımlardan daha iyidir.. İnsanın kafası karışınca kendi kendisine soru sorar ve araştırmaya koyulur…
Benim kale ve sur resimlerini toplamam lazım… Bir de Eyyubiler tarafından inşaa edilen kaleler var..
Silav Aso