ABD Büyükelçisi: “Amerika Barzani’nin Görevinden Kalmasından Yanadır”
ABD Büyükelçisi: “Amerika Barzani’nin Görevinden Kalmasından Yanadır”
Geçenlerde Kürd basınında yayınlanan haberlere göz gezdirdiğim zaman Kurdistan24’un Türkçeye çevirdiği ve hemen hemen Kürd basının geniş bir kesimi tarafından yayınlanan haber dikkatimi çekti.
Bu haber de şöyle deniliyor:
“Kürdistan Yurtseverler Birliği (YNK) ve Goran Hareketi’nin ortak yönetim üyelerinin oluşturduğu heyetin Bağdat’ta Irak’ın ABD Büyükelçisi ile bir araya geldiği toplantıda, Büyükelçi’nin, ABD olarak Mesud Barzani’nin Kürdistan Bölgesi Başkanı olarak kalmasını desteklediklerini belirttiği öğrenildi.
Aynı zamanda haftalık yayımlanan Hewal gazetesinde köşe yazan YNK Irak Parlamentosu Milletvekili Şivan Davudi, son yazısında YNK ve Goran Bloğunun Bağdat’taki son temasları çerçevesinde ABD’nin Irak Büyükelçisi Stuart E. Jones ile bir araya geldikleri toplantıya değindi.
Heyette yer alan Şivan Davudi, Irak ile Kürdistan Bölgesi’nde yaşanan siyasi sorunların ele alındığı görüşmelerin son derece önemli olduğunu kaydetti.
Davudi, yazısının ABD’nin yaklaşımlarını ele aldığı bölümde, “Büyükelçi Stuart E. Jones’un, açık ve net bir şekilde ABD’nin Mesud Barzani’nin Kürdistan Bölgesi Başkanı olarak görevine devam etmesinden yana olduklarını çünkü mevcut durumun yeni bir seçim yapmaya elverişli olmadığını belirttiği.” ifadesini kullandı.
Davudi, YNK-Goran Bloğunun Bağdat’ı ziyaret etmesinde üç temel nedenin yattığını ve Iraklı siyasi taraflara, ABD yönetimine ve Birleşmiş Milletler’e bu amaçları anlatmak üzere temaslar kurulduğunu açıkladı.
Davudi yazısında, bahse konu üç temel nedeni şöyle sıraladı:
“Onlara, ilk olarak YNK-Goran yakınlaşmasının hiçbir kesim ve ülkenin zararına olmadığını, ikinci olarak bu ortaklığın sadece partisel olarak değerlendirilmemesi gerektiğini çünkü genel bir siyasi proje olduğunu ve üçüncü olarak ise iki partinin ortaklaşmasıyla Irak Parlamentosunda 30 sandalyeli büyük bir grup kurulduğunu anlatmak için yola koyulduk.”
ABD’nin bu yaklaşımı yeni değildir, bir çok defa farklı ABD yetkililerinin ağzından buna benzer açıklamaları duyuyoruz. Zaten pratikte de böyle bir tavırları var.
Ben bu haber yayınlanmadan önce sayın Şiwan Dawidi’nin ve daha başkalarının YNK ve GORRAN Hareketinin Bağdat’ta gerçekleştirdikleri ziyarete ilişkin bir çok yazı okudum..
Sayın Şiwan Dawudi’nin makalesinden alınan ABD Büyükelçisinin açıklamaları dışında başka önemli açıklamalarda vardı. O açıklamalar tek tek gözümün önünde şerit gibi geçti.
Kurdistan24’de partilere bağlı olan tüm Kürd basını gibi işine geleni almış ve diğer açıklamalar işine gelmediğinden dolayı görmezlikten gelmiştir.
Geçenlerde ABD Dışişleri Bakanlığınca “İnsan ticareti” üzerine bir rapor yayınlanmıştı. Bu raporda hem PKK’ye ve hem de Güney Kürdistan asayışına ilişkin bazı iddialar vardı.. Her iki tarafın basını birbirlerine karşı olan bölümleri özetleyerek yayınlamış ve kendilerine dair iddiaları da hasır altı etmişti.. Taraflarda kendi basınlarına iman getirdiklerinden dolayı birbirlerini suçluyordu..
Kürdistan’da partilere bağlı basın monopolunun oluşumu ile birlikte Kürd halkının en basit hakkı olan bilgilenme hakkı ayaklar altına alınmıştır. Kürdler partilere bağlı gazete, televizyon ve internet siteleri tarafından sürekli manipüle ediliyor..
Şimdi sayın Dawudi’nin makalesine dönelim. Dawudi: “ABD Büyükelçisi Stuart E. Jones’un, açık bir şekilde Amerika olarak Barzani’nin Bölge Başkanı olarak kalmasını destekliyoruz. Çünkü, şimdi zaman seçimler için uygun için değildir” diyor.
Şimdi Kurdistan24’in aktarmadığı bilgilere geçelim.
ABD Büyükelçisi konuşmasının devamında ise “ Barzani’ye referanduma ilişkin söylediklerimi size de söyleyeyim. Referandum zamanı değil, bizim öncelliğimiz Daiş’i bitirmek ve ilticacıların geri dönmesidir”… diyor. ABD Büyükelçisi konuşmasında Peşmergelere bir dizi övgü dizdikten sonra “ Peşmergelerle Irak çerçevesinde muamele ediyoruz” diyor.
YNK ve GORRAN ortak delegasyonunda bulunan sayın Şiwan Dawudi Bağdat’ta 3 gün içinde Amerika, Birleşmiş Milletler, Irak’ın Sünni ve Şii çevreleriyle 15 ayrı görüşme gerçekleştirdiklerini söylüyor.
Sayın Şiwan Dawudi yapılan tüm görüşmelere 3 mesajla gittiklerini söylüyor. Sayın Dawudi Bağdat’ta yapılan görüşmelere Irak, Arap ve Kürd basını büyük bir ilgi gösterdi.
Sayın Dawudi bu arada KDP basın ve yayın çevrelerine bir eleştiri getiriyor ve şöyle diyor: “KDP basını herkesten daha fazla delegasyonun Bağdat ziyaretine ilgi gösteriyor ve sabırsızlıkla yayınlar yapıyordu… Fakat, niyetleri gerçekleri çarpıtmaktı.. Yayınlarında sürekli olarak yaşananları değil, istediklerini yayınlıyorlardı. Hatta Kürdistan kamuoyunun düşüncelerini değiştirmek amacıyla onlarca uyduruk haber ve açıklama yayınladılar” diyor.
Delegasyon üyesi sayın Şiwan Dawudi Kürdistan halkını bilgilendirmek amacıyla yapılan görüşmeleri şöyle özetliyor:
- Abadi olan görüşmede kendisine Irak Başbakanı olarak Kürdistan Bölge halkına karşı sorumluluğunu yerine getirmesini istediklerini, Kürdistan halkının ekonomik durumu kötü ve Peşmergeler maaş almaksızın Daiş’a karşı savaştıklarını söylediklerini ifade ediyor. Abadi ise buna karşılık Kürdistan bölge Hükümeti toplam Irak petrollerin %20’sini satıyor. Niçin Kürdistan halkının maaşlarını ödemiyor? ve o paralar maaşlara değilde nereye gidiyor? diye soruyor. Abadi referanduma ilişkin olarak “Referandum Kürdistan halkının hakkıdır. Fakat, şimdi zamanı değil, çünkü savaştayız” diyor.
- Usama Nucefi ile olan görüşmede Nucefi “Ebu Masrur( Kek Mesud Barzani’yi kastediyor-Aso) bana dediki bu antlaşma bana ve KDP’ye karşıdır. Referanduma ilişkin olarak Abadi’nin söylediklerini tekrarladı” diyor.
- Kürdlerin eski dostlarından Emar Hekim de “Niçin çıkarınıza olan Adil Abdulmehdi’nin Petrol Bakanlığı fırsatını kullanmadınız? Ve konuşmasının devamında ise ‘eski de Kürdistan tecrübesini Irak’a aktarmak istiyorduk. Şimdi ise Kürdistan’daki infeksyonun Irak’a yayılmasından korkuyoruz’ diyor. Referanduma ilişkin olarak El Hekim “Kürdistan’ın bizden ayrılmasını istemiyoruz. Fakat, şimdi zaman da referandum için uygun değildir” dedi.
- Sadrcılar ise Antlaşmayı kendilerinin Bağdat ve Güney Irak’ta gerçekleştirmeye çalıştıkları reform devriminin bir parçası olarak Kürdistan’da bir reform devrimi olarak değerlendirdiler. Referanduma ilişkin olarak Kürdistan Irak’ın sevgili bir parçasıdır ve referandum zamanı değildir dediler.
- Irak Parlamento Başkanı ve Irak Birleşik Güçleri ise antlaşmayı olumlu buluyorlardı. Antlaşmanın mali sorunlara ilişkin bölümünü bir yasa tasarısı haline getirmemizi istediler. Referandum konusunda ise diğerleriyle aynı düşünceydiler.
- Caferi, Fezile, Watani, Dehwa Tanzim İrak, Hel Kerbuli kütlesi, Mutlaq’ın Hiwar Cephesi hepsi Kürdistan’ın kaderini tayin edecek sorunlar konusunda hemfikirdiler. Referandum’da yanayız , ama zamanı değil diyorlar.
- Birleşmiş Milletler Temsilci yardımcısı ise Kürdistan’a Irak çerçevesinde muamele ediyoruz dedi. Göçmenlerin kabul edilmesinden dolayı teşekkür etti. Peşmergelerin Daiş savaşında aldığı role değindi ve referandum zamanı değildir, dedi.
- Maliki ise Amerikalılarla olan tecrübelerinden hareketle ‘Amerika hiç bir şeyle beraber değil, de facto olduğu zaman muamele eder” dedi. Maliki konuşmasının devamında ise antlaşmanın geciktiğini, Mam Celal’ın daha önce kendisine Debaşan antlaşmasından söz ettiğini söylüyor. Referanduma ilişkin ise Maliki ‘Kürd halkının hakkıdır, fakat zamanı değil” diyor.
- Bedir Güçlerinin lideri ve Heşti Şehbi’nin komutanı Hadi Amiri da ‘Kürd halkının tüm taleplerini destekliyoruz.. Fakat, şimdi savaşta olduğumuzdan dolayı referandum zamanı değildir.”dedi.. Hadi Amiri ‘ben kendim Kek Mesud Barzani ile konuştum ve kendisine Irak ile birlikte kalmak için hiç bir imkanınız kalmadı mı diye sordum. Kek Mesud cevaben ‘Evet imkan kalmıştır. Temel sorunların Bağdat ile çözülmesi gerekir’ dedi..
Sayın Şiwan Dawudi tüm bu görüşmeleri aktardıktan sonra uzun bir yorum yapıyor. Bu yorumda düşüncelerini açıklıyor:
“Benim için açığa kavuşan Şii ve Sünni Araplar referandum ve kendi kaderini tayin hakkı için bizim yanımızda değiller. Birleşmiş Milletler, sıcak kucağımızı Iraklı göçmenlere açtığımızdan dolayı Irak’ın çerçevesinde bize saygı gösteriyorlar. Amerika açık bir şekilde Kürdistan’ın Irak çerçevesinde kalmasını istiyor, Daiş savaşı için Peşmergelere ihtiyaçları var ve Barzani’nin kürsüsünde kalmasını istiyor. Aynı zaman da Amerika Barzani’nin referandum ve Irak’tan ayrılma isteğini karşılar. Bu ise benim bir soruyu gündeme getiriyor. Acaba Barzani Kürsüyü mü Rapirsiye, yoksa Rapirsiyi mi Kürsüye kurban edecek?(Kursi-koltuk, rapirsi-referandum. Zaten makalenin ana başlığı KURSÎ YAN RAPİRSÎdır) Barzani’nin cevabını öğrenmek istiyorum.
Açıktır ki rüyalarımızı gerçekleştirmek için uygun bir ortam doğmuştur. Xurmatu’nun Kerkük üzerine, Kerkük’ün Kürdistan Bölgesine katılması için Kürdistan halk kitlelerinin bağımsızlık için referanduma gitmesi için de facto bir durum oluşmuştur. Bu ise ancak Kürd Evi içinde birlik, Kürdistan Bölgesindeki meşru kurumlara işlerlik kazandırılması, güçlü bir iradenin oluşturulması ve cesaretli liderleri gerekli kılıyor. Bunlar ise ne Birleşmiş Milletlerle, ne Amerika’nın eline bakarak, ne Arap dostlarımızın gönlünü kazanarak, ne Ankara ve ne de Tahran’dan bize hediye olarak gelecek. Bu ise bir kişi ile, bir taraf ile ve bir güç ile gerçekleşmez. Gorran ve YNK antlaşması bu sorun için büyük bir kapı açmıştır. Kapı ise tüm Kürdistani güçlere açıktır. Tüm siyasi güç ve taraflar bu antlaşmayı iyi karşıladılar. Yalnızca KDP kapıları kapattı. Basın ve yayınların da ise sanki biz Hewler Parlamentosu üzerine tankları getirdik, petrolü 50 yılığına açık artırmaya çıkardık, meşru kurumları işlevsiz hale getirdik ve Şengal’ı kurtlara teslim ettik..”
Şiwan Dawudi
Hewalnews
Not: Partilere bağlı Kürd basının en çok aktif olduğu dönem Kürdler arasında kısmen barışın olduğu dönem değil, Kürdler arasında iç savaş ve kavgaların olduğu dönemdir. Bu basından kurtulmak lazım.. Zaten bu basın ve yayınlar emeği ile geçinen kurumlar değillerdir. Kürd halkının imkanlarını partilerin propagandalarına seferber ederler. Yarın Kürdler arasında barış olursa bu basınında hiç bir rolü kalmaz ve kapatmak zorunda kalırlar. Bu söylediklerim tek bir parti ve grup için değil, herkes için geçerlidir. Aso
Derleyen ve Çeviri: Aso Zagrosi