Ermeni ve Kürd İlişkilerine Dair Bazı Tarihsel Gerçekler
Ermeni ve Kürd İlişkilerine Dair Bazı Tarihsel Gerçekler
Aso Zagrosi
Daha önceki bazı yazılarımda 12 Nisan 1879 tarihinde İstanbul’da İngiliz İşgüderi Malet’in Lord Salisbury’ye gönderdiği Ermeni isteklerini içeren Ermeni Patriği Nerses’in mektubuyla ve Birinci Dünya savaşının başlangıcında Van’ın başında bulunan Aram’ın Rus Askeri yetkililerine gönderdiği mektuba dayanarak Kürd-Ermeni ilişkilerine dair bazı tespitlerde bulunmuştum. “Ermeni Reform Projesi”nin “Kürdistan’ı Kürdsüzleştirme Projesi“ olduğunu yazdığımda bazı Ermeni arkadaşların hoşuna gitmemişti. Ermeni Patriği Erzurum Vilayeti bazında devletin tüm katmanlarındaki görevlendirmeleri Ermenilerle Türkler arasında yapılmasını ve Kürd ileri gelenlerini ise hem görevden ve hem de Kürdistan’dan kovulmasını istiyor. Ona göre :
“Kürdlerin Patronluğu Mutlaka Kırılmalıdır……..Birer zalim kral olan Kürdleri ve özellikle bey ve ağa denilen bu kimseleri hükümet buralardan sökmelidir........................ Uzak memleketlere sürülmeli ve bunların bir daha geri dönmelerine asla izin verilmemelidir” ”( https://www.newroz.com/tr/politics/352981/k-rtler-zamaninda-ermen-ler-n-zg-rl-k-ve-ba-imsizlik-m-cadeles-n-bo-anlarin-safinda-yer-almasalardi )
Sayin Hovsep Hayreni yazılarıma verdiği toplu bir cevapta: “ Zagrosi'nin sahip çıktığı Çarekan aşireti lideri Şah Hüseyin Bey, otorite sahibi olduğu Ğuzulcan (Pülümür) çevresinde halkın başına bela kesilen biri olarak yoğun şikayetlere konu olmuş, dahası Ermeniler ile Kürtlerin ortak direnişiyle karşılaşmıştır. Ermenilerle birlik içine giren Dersimlilerin en önemli ismi Seyid İbrahim (Seyid Rıza'nın babası) olur. Direnişin bir diğer hedefi Erzincan köylerinde halkın canını çıkaran Balaban aşireti lideri Gulabi-zade Halil Ağa'dır. Şah Hüseyin ve Halil Ağa'nın feodal zorbalıkları bölgeden giden heyetler ve mağdur insanların mektuplarıyla İstanbul'a ulaştıkça Patrik de kendini sorumlu hissederek Bab-ı Ali'ye etki yapmıştır. [30] Şikayet konuları (toprak gaspı, haraca kesme, angarya ve eziyetler) ile halktan gelen tepkilerin yoğunluğu Zagrosi'nin “Dersimli Kürd Beyi Şah Hüseyin Vakası” başlıklı yazı dizisindeki belgeler içinde somut olarak görülüyor aslında. [31]”( http://www.gelawej.eu/index.php?option=com_content&view=article&id=12572%3A2013-10-09-21-08-59&catid=215%3Ahovsep-hayreni&Itemid=236 )
Evet Ermeni Patriki’nin bir dizi Osmanlı Sadrazam’ı ile Şah Hüseyin üzerine yaptıkları mektuplaşmaları “Dersimli Kürd Beyi Şah Hüseyin Vakası” adı altında yayınladım. Şah Hüseyin’i yada babasını savunma diye bir derdim yok. Elbette onların Osmanlı devletine karşı direnişlerini destekliyorum ve Kürd tarihinde hak ettikleri yerlerini almasını istiyorum. Fakat o yazıları yazdığım zaman benim esas amaçlarımdan biri de var olan “bilgi kirliliğine” bir ölçüde dikkat çekmekti.
Kürd tarihini yazmaya çalışan bazı “Kürdlerin” hiç bir araştırmaya girmeksizin daha önce farklı çevrelerin yayınladığı tek yanlı yazıları yeniden pişirerek ve hiç bir şey katmadan piyasa sürmeleri artık insanı çileden çıkarıyor. Bazı arkadaşlarda ve özellikle Ermeni arkadaşlar 21. Yüzyılda misyonerlerin rollerini üstlenerek Kürdleri “ Kurmanc” , “Zaza”, Alevi” “Şafi” ve “Êzîdî” diye bölerek sonuç almaya çalışıyorlar.
Yıllardan beri “Alevilerle, Ermeniler dost, Şafi Kürdler düşman” perspektifiyle gerçekliklerle alakası olmayan bilgiler ortaya atıldı. Kısmen de olsa “Erzincan Hükümeti” ve bazı eleştirisel notlar” adlı yazı serisinde bu konuya açıklık getirmeye çalıştım. Seyyid Riza’nın Kazım Karabekir’den önce Erzincan ve Erzurum’a girdiğini ve Ermeni Birliklerine karşı savaştığını gündeme getirdim. Alevi Kürdlerin Kürdistan Meselesinde Şafi Kürdlerden farklı davranmadığını belgelere dayalı olarak gündeme getirdim.
Hovsep Hayreni’nin “Zalim ve zorba” olarak adlandırdığı Çarekanlı Şah Hüseyin ve Balabanlı Gulabizadelerden Halil yada Keko’nun oğullarıyla sınırlı bir olay değil. Madem ki Seyyid Riza’nın babası Seyyid İbrahim Ermenilerle birlikte “Xol” adı altında bir örgüt kurmuş, o zaman Ermeni Patriki sunduğu reform projesinde Dersim’in bir nahiyesinin başına Seyyid İbrahim’I önermeliydi. Hayir Dersim’in tümünün başına Ermenileri öneriyordu.
Benim esas amacım süreci anlamaktır. Bu konuda ileri sürülen tek yanlı veriler beni tatmin etmiyor.
Şimdi biraz açalım
Ermeni Patriki’nin “Kürdlerin Patronluğu Mutlaka Kırılmalıdır……..Birer zalim kral olan Kürdleri ve özellikle bey ve ağa denilen bu kimseleri hükümet buralardan sökmelidir........................ Uzak memleketlere sürülmeli ve bunların bir daha geri dönmelerine asla izin verilmemelidir” dediği Kürd şahisları kimler olabilir?
Dersim’de:
Kuzulcan Kaymakamı Şah Hüseyin(Altun Huseyin köyünden)Şene Köyünden Mahmud Bey Oğlu İsmail Bey ve kardeşi, Balabanlı Gulabizadeler ve ayrıca Keko oğulları,
Koçuşağı aşiretinden Maksud’un torunu Maksud,
Yine Koçuşağı aşiretinden Koçaoğlu Mustafa,
Ferhad Oğlu Kahraman Ağa, Kahraman Oğlu Kahraman ve torunu Diab Ağa,
Bitlis:
Bedlis Müftisi Şeyh Ahmed Efendi ve Xizanlı Şeyh Celaleddin
Diyarbakır:
Şeyhzade Mehmed Bey’in kızı Muntaha Hanım,
Said Bey ve çocukları
Alicanlı Ömer Ağa,
Xurdurlu Murad, Horanseli Melik Ağa’nın çocukları
Osman ve Zohrab Ağa, Şerif Ağa’nın çocukları(Şene-Axpur’da)
Casim Ağa
Alicanlı Zohrab, Mahmud ve Şahbaz
Molla Ahmed,
Nemiyanlı Mirza Ağa,
Xizan:
Molla Ali, Molla Bero ve Kalho(Buruş Köyünden), Molla Mehmed, Salih, Şahin Ağa, Abdi Bey, Abdulrahman, Osman ve Ömer(Canzvan köyünden) Abdi, Mirza Bey ve Hasan Ağa(Socar’da), Zohrab ve Ömer Ağa(Aşağı Godense’den)
Molla Abdulrahman’ın oğulları, Necim, Halil, Rustem ve Cafer,
Toloy’un oğlu Kalo,
Malkelli Cafer ve Molla Osman
Taroy’un oğlu Halil Ağa,
Malkelli Mime, Kaproslu Mahmudo, Şirazli Mahmudo, Bizanlı Molla,Nerpanlı Ömer Ağa,
Bağhunur’de Abdi Bey,
Caplas’da Alo ve ortakları
İbrahim Ağa,
Cihangir, Şahin, Ömer ve ortakları
Abdi Bey,
Şeneli Adbullah Farez ve Xizir Ağa ve Mehmed Alican’ın oğulları,
Kulpikli Muheddin, Molla Bekir ce Said
Herunlu Zareh, Musa, Fetah ve Osman
Eski Mutessarif Cemil Paşa
Abdulfetah, Yusuf ve Sadullah Bey
Palu:
Çitak, Habab ve Fabrilli Ömer, Mehmed, Sadi, Şerif ve Said Beyler,
Çari Mezralı Nuh Bey,
Yeni Köyden Tolti Beyler,
Armacanlı Haşim Bey,
Mezra köyünün ileri gelenleri,
Keleş’ten Kolağası Haci ve Mehmed
İsabegli Haci Tahir Bey,
Combadlı Mehmed ve Kiafil Bey,
Xaçarli Kadir Ağa ve arkadaşları
Xaçar Mezra’dan Tahir Efendi,
Uzun Ova’da Haci ve Hüseyin Ağa,
Cinoğlu Hüseyin ve Yusuf beyler,
Hasan ve Tahir Beyler
Van:
Kürd Şivê Aşiretinden Haci Mustafa Sadık Oğlu ve Kapil Dupesili
Derebeg Köyünden Mahmud,
Kalacik’ta Şivê aşiret beyleri,
Lime Köyünden Tatarxan Oğlu,
Gulebeg’den Topçuzade Selim Ağa,
Camuşci Oğlu Numan Ağa,
Carkalu köyünden Beyzade Oğlu Yusufxan ve kardeşleri
Şeyh Kasım’ın oğlu Mustafa,
Farux Köyünden Beyzade Mahmud ve Ahmed Ağa
Beltez köyünden Abdullah Bey
Harçe Köyünden Mahmud Ağa,
Gim Köyünden Baryam Ağa,
Timuroğlu Tahir ve Yusuf,
Norşin Köyünden Şivê aşiretinden Kolo ve Bloti Kürdleri,
Vanlı Mahmud Efendi,
Başkale’de bölgesinde ikamet eden Şeyh ve Beyler
Xoşab Mirano köyünden Timurzade Hasan ve Qalib beyler
Vanlı Mustafa Efendi,
Dirbaz Ağa
Şivê aşiretinden Mirza Ağa
Erçişli Haci Şivag ve Derwiş Ağa,
Manavank köyünden Suleyman Efendi ve Ali Bey,
Baye Köyü Mahmu, Sirme ve Adaman Aşiretleri
Maçar Köyü Haydaran Aşireti,
Aghi Köyü Suleyman Ağa’nın çocukları ,
Akran Köyü Haydaranlı Mustafa,
Kalez Bey’in çocukları
Bargerli Suleyman Bey
Pir Ömer Köyü Mustafa Oğlu Timur,
Çatikli Köyü Haydaranlı Topal Hüseyin Ağa,
Yine Van:
Ahmed Ağa ve kardeşleri,
Taco Ağa, Sadi ve kardeşleri
Şikak Kürdleri,
Mehmed Ağa,
Şahin Ağa’nın oğlu Mustafa,
Osman Ağa ve Abdi Ağa,
Bektaş Ağa,
Şerif Ağa,
Şahin ve Mustafa Ağa
Kel Mehmed Ağa
Abdi Ağa,
Şeyh Abdurahman Ağa,
Doronz köyünü işgal eden Şemi Aşireti,
Mihran’ı işgal eden Duderi aşiretinin Kürdleri,
Şirazli Nuh Bey’in çocukları,
Şahbaz ve Mustafa Ağa,
Tahir ve Sadetin Ağa,
Haremşadlı Mihran Aşiretinin reisleri,
Paydal Ağa
Lorandeştli Şeyh Abdullah
Şahin Ağa’nın oğlu Mustafa….
Van-Muks:
Molla Abdeldin
Molla Şerif,
Ali, Molla Musa, Yusuf ve İbrahim
İbrahim Ve Halil Ağa
Sibli Ömer, Hissenub, Derwiş ve Xaki Beyler,
Xalid Bey ve kardeşleri, Nasir beyin çocukları,
Ardavanse Molla Feyim(Naçevan)
Molla Şerif, Molla Ali ve Kardeşleri
Abdulgassur Kürdlerinden Huseyino ve Zeynel,
Mirşalad oğlu Xurşid,
Noradanse’li Mahmud Xan’ın çocukları Abdullah ve Yusuf Beyler……..
Kamer Bey ve kardeşleri
Derwiş ve Behran bey,
Pate’den Xalid, Beyran Bey ve Molla Abbas,
Bulentz’den Molla Fehim, Mehmed Said ve Yusuf Beyler…
Şerif Bey,
Selim Bey’in çocukları,
Abdal bey ve kardeşleri Karkçanseden,
Kirdose’den Mollah Fehim, Şeyh Tahir ve Zohrab…
Zeynel bey,
Van- Gewaş:
Daxmanlı Osman
Molla Derwiş’in çocukları,
Fetah Bey ve ailesi
Selim Ağa, Hasan Ağa ve çocukları
Abdullah ve Selim Beyler,
Xan Mahmud’un çocukları……………..
Bu listeyi daha da uzatabiliriz. Çünkü bir hayli Kürd ileri gelenlerin ismi vardır.
Ermeni Patriklerinin Osmanlı Sultanı’na ve Sadrazamlarına Kürdlere ilişkin yaptıkları şikayetlerde yalnızca Dersimli Şah Hüseyin yok. Yukarıda verdiğim isimlerin dışında başka Kürdlerde var.
Ermeni Patriki’nin bu şikayetleri 1877 yılında Paris’ta kitap olarak basılıyor.
Yani hala ortada ne 1877-78 Osmanlı Rus savaşı, ne 1893-96 Ermeni Katliamları ve ne de Birinci Dünya Savaşı sırasında yaşanan trajediler var.
Ermeni Patrikhanesi Kürd ileri gelenleriyle tüm köprüleri uçurmuş, Batılı devletler ve Rusya’dan aldığı destekle Osmanlı devleti üzerine baskı kurarak Kürd ileri gelenleri Kürdistan’dan kovmak istiyor.
Bu listeye yakından baktığımız zaman Bedirxanilerden Xan Mahmud’un çocuklarına, Timurzadelerden Cemil Paşazadelere, Nehri Şeyhlerinden Avrasi ve Norşin Şeyhlerine, Palu ileri gelenlerinden Dersim ileri gelenlerine kadar herkesi kara listeye almış ve sonuçta toparlayarak ““Kürdlerin Patronluğu Mutlaka Kırılmalıdır……..Birer zalim kral olan Kürdleri ve özellikle bey ve ağa denilen bu kimseleri hükümet buralardan sökmelidir........................ Uzak memleketlere sürülmeli ve bunların bir daha geri dönmelerine asla izin verilmemelidir” diyor.
Osmanlı devleti de bu şikayetleri ve yapılan önerileri mutlaka Kürd ileri gelenleriyle paylaşıyordu. Ben bu projeyi “Kürdistanı Kürdsüzleştirme Projesi” olarak adlandırdım. Ermeni ve Kürd ilişkilerinin kırılma noktalarına yine kafa yormaya çalışacağım…
Silav
Aso Zagrosi